28 Ekim 2012 Pazar


Ülkemiz, dünyada görülmeye değer tarihi eserleri ile eşsiz bir kültür hazinesine sahiptir. Dolayısıyla bilimsel araştırmalarda olduğu kadar kültür mirasımızın yağmalanması noktasında da ülkemiz tarih boyunca hep kaynak nokta olmuştur.
Bu hazineyi her türlü tehlikeden korumak ise müzelerimizin birinci ve en önemli görevidir. Unutulmamalıdır ki tarihi eserler, bir toplumun kültür bilincinin olgunlaşmasında en önemli katkıyı sağlamaktadır.  

2863 sayılı yasaya göre; Devlete, kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazlar ile özel hukuk hükümlerine tabi gerçek ve tüzelkişilerin mülkiyetinde bulunan taşınmazlarda varlığı bilinen veya ileride meydana çıkacak olan tarihi eserler “Devlet malı” niteliğindedir.

Tarihi eserleri bulan, sahip oldukları veya kullandıkları arazide tarihi eser bulunduğunu bilen veya yeni haberdar olan vatandaşlarımızın, bunu en geç üç gün içinde, kendisine en yakın müze müdürlüğüne veya köyde muhtara, diğer yerlerde ise mülki idare amirlerine bildirmeleri gerekmektedir. Bu, yasal bir zorunluluk olmasının ötesinde tarihi eserlerimizin talan edilmesinin önüne geçmek için örnek olması gereken bir vatandaşlık görevimizdir.

İhbarı alan muhtar, mülki amir bunların korunması ve güvenlikleri için gerekli tedbirleri alırlar. Muhtar, aynı gün alınan tedbirlerle birlikte durumu en yakın mülki amire; mülki amir ve diğer makamlar ise on gün içinde, yazı ile Kültür ve Turizm Bakanlığına ve en yakın müze müdürlüğüne bildirir. Bakanlık ve müze müdürü 2863 sayılı Kanun hükümlerine göre en kısa zamanda gerekli işlemleri yapar.

Tarihi eserlerimizi bir rant kapısı olarak algılayıp onlardan maddi bir çıkar gözetenlere karşı halkımızın duyarlı olması büyük önem arz etmektedir. Bunun için başta kolluk kuvvetlerimiz olmak üzere özellikle çocuklarımıza ve gençlerimize kültürel mirasımızın korunması ve kaçakçılığın önlenmesi yönünde müzelerde yıl içerisinde çok yönlü ve uygulamalı eğitim programları düzenlenmektedir.

Tarihi Eserleri Bulanlara İkramiye Verilir Mi?

Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yer üstünde, yer altında ve su altında bulunan “taşınır” nitelikteki tarihi eserleri yasal süre içerisinde ilgili mercilere haber verenlere 2863 sayılı yasa hükümleri ve müze uzmanlarının eserlere ilişkin değerlendirmeleri çerçevesinde ikramiye ödenmektedir. Yasaya göre “taşınmaz nitelikteki” tarihi eserlere ikramiye ödenmemektedir.