8 Ekim 2012 Pazartesi

Posted by Unknown | File under :

Olimpos Akdeniz’in dünyaca ünlü alternatif tatil merkezi. Antik kalıntıları, doğası ve ağaç evleriyle türünün tek örneği olan Olimpos’un çevresinde Caretta Carettaların sığınağı Çıralı, sönmeyen ateşiyle Yanartaş ve buz gibi sularıyla Ulupınar yer alıyor. 

Likya Birliğinin üç oy hakkına sahip önemli kentlerinden biri olan yerleşimin adını 15 km kuzeyindeki Olimpos (Tahtalı) Dağından aldığı kabul ediliyor. Bu dönemde Akdeniz’deki liman kentlerinin çoğu gibi korsanların elindeymiş. Hatta korsanların şefi Zeniketes, Olimpos’taki kalesinde yaşıyormuş. Romalılar Zeniketes’i yakalamak için de Olimpos’u kuşatmış. Ancak Zeniketes teslim olmamış; kendini ve ailesini oturduğu konakla birlikte yakmış. Roma döneminde görkemli yapılarla donatılan kent MS 2. yüzyılın sonunda tekrar korsanların denetimine girmiş. Son araştırmalar, Hıristiyanlığın ilk yıllarında piskoposluk merkezi olan Olimpos’un, Ortaçağ’da da daha çok din adamlarının yaşadığı bir manastır kenti olduğunu ortaya çıkarmış. Osmanlı’nın bölgeyi ele geçirdiği 15. yüzyıla kadar korsanlarca yönetilen kent, bu dönemden sonra terk edilmiş.


  Ak Çay’ın iki yakasında kurulmuş olan yerleşim geniş bir alana yayılmış, ancak kalıntıların çoğu ağaç ve çalılıkların arasında kaybolmuş. Deniz kıyısından bakıldığında ilk olarak vadinin iki yakasındaki kalelerle, derenin içindeki eski limanın kalıntıları görülüyor. Kentin güney ucundaki sarp bir kayalığın üzerinde Ceneviz Kalesi bulunuyor. Kuzeydeki kayalığın üzerinde de Akropol olarak bilinen bir kale kalıntısı var. Sahilden içeriye doğru giden patikanın başlangıcında Olimpos’lu iki denizcinin lahdi görülüyor. Biraz ileride yolun ortasından buz gibi bir su kaynıyor, yol boyunca birkaç kez suların içinden geçmek gerekiyor. Burada tiyatro, kilise, mozaikli hamam ve agora gibi kalıntılar görülüyor. Kentin çeşitli noktalarına dağılmış nekropollerde de 400’den fazla yazıtlı mezar ve lahit var. Patika yol yaklaşık 500 metre sonra bilet gişesine ulaşıyor. Olimpos’ta konaklayanlar denize gitmek için antik kentin içinden geçmek zorunda, ancak bilet almıyorlar. Günübirlik gelen ziyaretçiler ise biletle gezebiliyorlar Olimpos’u. Akşamlan da antik kentin içine girmek yasak.

Olimpos’un en önemli özelliği çam ağaçlarının üstüne kuş yuvası gibi kondurulmuş evleri. Bu evler Olimpos’un ülke hatta dünya çapında tanınmasını sağlamış. Olimpos ucuzluğu ve kimsenin kimseyi rahatsız etmediği özgür ortamı nedeniyle gençlerin en gözde tatil yeri. Çam Ormanları ve portakal bahçeleri arasında doğayla ve tarihle barışık bir tatil yapmak isteyenler için Olimpos birebir.

Olimpos’un en güzel yerlerinden biri de sahili. Antik kalıntılarının arasından denize girdikten sonra, buz gibi derenin suyunda duş alır gibi yüzmek son derece keyifli. Olimpos’tan Çıralıya yürüyerek yarım saatte ulaşılıyor. Ancak Olimpos’un burnunun dibindeki Çıralıya sahilden araç yolu yok, karayoluyla ulaşmak için ise yaklaşık 20 km yol yapmak gerek. Akdeniz’in en güzel kumsallarından biri olan 3 km uzunluğundaki Çıralı kumsalı, aynı zamanda soyu tehlike altında olan Caretta Caretta deniz kaplumbağalarının sayılı üreme alanlarından biri.

 Çıralıya 3,5 km uzaklıkta binlerce yıldır sönmeyen Yanartaş (Chimeira) yer alıyor. Yanartaş’ı görmek için yürüyerek ya da araçlarla Yanar Boğazı denilen düzlüğe gelmek gerekiyor. Burada büfe ve bilet gişesi var. Patika yoldan tırmanarak yaklaşık yarım saatte Yanartaş’a varılıyor. Çıplak bir yamaçtan çıkan metan gazı onlarca noktada hiç sönmeden yanıyor. Özellikle gece karanlığında çok daha etkileyici olan ateşleri görmek için Yanartaş’a çıkmak Çıralı ya da Olimpos’ta konaklayanlar için neredeyse geleneksel hale gelmiş. Söylenceye göre Ephyra Kralı Glaukos’un oğlu Hipponoes avlanırken kardeşi Belleros’u yanlışlıkla öldürür ve “Belleros’u öldüren” anlamına gelen Bellerophontes adını alır. Kral İobates, Bellerophontes’den kurtulmak için Olimpos dağında yaşayan ve insanların baş edemediği aslan başlı, keçi gövdeli, yılan kuyruklu, ağzından ateşler saçan canavar Chimera’ya gönderir. Tanrıça Athena’nın yardımıyla kanatlı at Pegasus’a binen Bellerophontes Chimera ile dövüşmeye gider. Chimera saldırdığında Pegasus havalanır, Bellerophontes yere inerken mızrağını Chimera’ya saplar ve canavarı yerin yedi kat altına gönderir. Fakat Chimera yerin yedi kat altından da alev saçmayı sürdürür. Bellerophontes’in zaferini kutlamak için Olimpos’ta bir yarış düzenlendiği ve atletlerin Chimera’nın kutsal ateşleriyle meşalelerini tutuşturarak Olimpos kentine koştuklarına inanılır. Böylece Olimpiyat oyunlarının temelinin atıldığı kabul edilir. Şimdi olimpiyat oyunlarında yakılan meşale Chimera’nın sönmeyen ateşini simgelemektedir.

Antik dönemde Yanartaş’ın hemen altında Zeus ve Hera’nın oğlu Hephaistos’a adanmış bir tapınak inşa edilmiş. Hıristiyanlık döneminde de kutsallığını koruyan Yanartaş’a bir kilise inşa edilmiş.

NASIL GİDİLİR?
Çıralı ya da Olimpos'a ulaşmak için Antalya otogarından Kaş yönüne giden (Kumluca, Finike, Kale’de olabilir) otobüslere binmek gerekir. Çıralı sapağı Kemer'den 28 km sonra. Çıralı, sapağa 7 km uzaklıkta. Anayolda 5 km daha devam edildiğinde Olimpos sapağına ulaşılıyor. Olimpos buraya 11 km uzaklıkta. Anayoldaki duraklardan yarım saatte bir Çıralı ve Olimpos'a dolmuşlar kalkıyor.

YAPMADAN DÖNME!
Antik kentte dolaşmadan, 
Yanartaş'a çıkmadan, 
Derede yüzmeden,
Ulupınar'ın sularında serinlemeden,
Ağaç evlerde uyumadan, DÖNME!

NE YENİR?
Burada gözleme dışında yöresel bir yemek bulmanız zor. Ulupınar'ın atmosferi müthiş; çınar ağaçlarının gölgesinde, gürül gürül akan buz gibi suyun kıyısında serinlemek ve alabalık ya da sac kavurma yemek istiyorsanız Ulupınar’a gitmeniz gerekiyor.