Galata Köprüsü, Tophane, Azapkapı ve Galata Kuleleri arasında kalan yerleşim yeri İstanbul’un sembolü haline gelmiştir. Galata Köprüsü Haliç’le Boğaz’ın kesiştiği noktada olup, nostaljik köprü Altın Boynuz olarak bilinen Haliç üzerindeki ilk köprüdür.
Galata Köprüsü, gemilerin geçebilmesi için açılır kapanır bir sistemle tasarlanmış, birçok kez onarımdan geçerek yenilenmiştir.Galat Köprüsü’nün altındaki kafe-barlarda nargile keyfi yaparken, sahili seyredecek veya fıçıların üstünde biranızı içebilceksiniz.
Tarihçe
Galata Köprüsü’nün antik çağdaki adı Sykai ya da Sykaena olup, kimi kaynaklara göre Sykudis olarak geçer ki, o dönemde Galata surlarla çevrili küçük bir kasaba olarak bilinir.
Galata Köprüsü, Bizans tarihçilerine göre I. Iustinianus döneminde Eyüp- Sütlüce arasında yapıldı. Galata Köprüsü için ilk girişim II. Beyazıt döneminde Leonardo da Vinci tarafından yapılmıştı. Padişahla temasa geçerek bir Haliç Köprüsü tasarımı sunuldu; ancak gerçekleştirilmesi teknik olarak imkansız olduğu düşünüldü. Sonraları Haliç’in iki yakasını birleştirmek için birçok köprü projesi geliştirilse de, bu projeler çeşitli nedenlerle 19. yy. a kadar gerçekleştirilemedi. 1836′da yapılan Hayratiye Köprüsü’nün ardından, İstanbul ticaretindeki gelişmeleri karşılamak amacıyla Galata Köprüsü inşa edildi. Galata Köprüsü, 1845′te Sultan Abdülmecit’in annesi Bezmialem Valide Sultan tarafından yaptırılmış ve sonraki yıllarda Yeni Köprü, Büyük Köprü, Valide Köprü, Yenicami Köprüsü ve Güvercinli Köprü diye adlandırılmıştır.
Galata Köprüsü, 1992′de büyük bir yangın sonrası Balat- Hasköy arasına yerleştirildi ve yerine eskisinin nostaljik görüntüsünden uzak metal bir köprü konuldu.
Galata Köprüsü Şiiri
Dikilir köprü üzerine,
Keyifle seyrederim hepinizi.
Kiminiz kürek çeker, suya suya ;
Kiminiz midye çıkarır dubalardan;
Kiminiz dümen tutar mavnalarda;
Kiminiz çimacıdır halat başında;
Kiminiz kuştur, uçar, şairane;
Kiminiz balıktır , pırıl pırıl;
Kiminiz vapur, kiminiz şamandıra;
Kiminiz bulut, havalarda;
Kiminiz çatanadır, kırdığı gibi bacayı,
Şıp diye geçer köprünün altından;
Kiminiz düdüktür, öter;
Kiminiz dumandır, tüter;
Ama hepiniz, hepiniz…
Hepiniz geçim derdinde.
Bir ben miyim keyif ehli içinizde?
Bakmayın, gün olur, ben de
Bir şiir söylerim belki sizlere dair;
Elime üç beş kuruş geçer;
Karnım doyar benim de.
Keyifle seyrederim hepinizi.
Kiminiz kürek çeker, suya suya ;
Kiminiz midye çıkarır dubalardan;
Kiminiz dümen tutar mavnalarda;
Kiminiz çimacıdır halat başında;
Kiminiz kuştur, uçar, şairane;
Kiminiz balıktır , pırıl pırıl;
Kiminiz vapur, kiminiz şamandıra;
Kiminiz bulut, havalarda;
Kiminiz çatanadır, kırdığı gibi bacayı,
Şıp diye geçer köprünün altından;
Kiminiz düdüktür, öter;
Kiminiz dumandır, tüter;
Ama hepiniz, hepiniz…
Hepiniz geçim derdinde.
Bir ben miyim keyif ehli içinizde?
Bakmayın, gün olur, ben de
Bir şiir söylerim belki sizlere dair;
Elime üç beş kuruş geçer;
Karnım doyar benim de.
ORHAN VELİ KANIK