12 Aralık 2012 Çarşamba



İlçenin bugün Sarıyer olan ismi sırasıyla; Simas’tan Skletrinas’a, daha sonra Mezarburnu (Mesarburnu), Altınyer, Sarıyarve son olarak da Sarıyer olmuştur. Sarıyer’in ilk ismi Simas’ın, anlamı “Kutsal Ana” olarak bilinmekte ancak bazı kaynaklarda “Kutlu/Güzel Akarsu” veya “Kutlu/Güzel Su” olarak da geçmektedir.
İlçenin ismine ilişkin başlıca iki rivayet vardır: İlk rivayet göre, ilçede yıllarca altın ve bakır madeni çıkarıldığı için bugünkü Maden Mahallesi ile Şifa Suyu arasında sarı renkte yarlar oluştu. O nedenle ilçenin ismi önce Sarıya oldu, sonra da Sarıyer’e dönüştü. Bir diğer rivayet ise Sarıyer isminin aynı semtte yatan “Sarıbaba” isimli bir şahıstan geldiğidir.
Kısa Tarihçe
Eski çağlarda boş arazi ve tepelerden ibaret olan Sarıyer, gerek Antik Çağ’da gerekse Bizans döneminde belli başlı yerleşim merkezleri arasında değildi. Bizans İmpatorluğu döneminde kıyı kesimlerinde çok az yerleşim alanı vardı. Bunlar özellikle kıyılardaki koylarda bulunan bazı ayazma, kilise, eski liman, sarnıç ve eski kaleler çevresindeki birkaç hanelik küçük kırsal yerleşmelerden oluşuyordu. Burada yaşayanlar geçimlerini genellikle balıkçılıktan sağlıyorlardı.
İstanbul’un 1453 yılında Osmanlı İmpatorluğu tarafından fethinden sonra Anadolu’dan ve Adalar’dan getirilen göçmenlerin yerleştirilmesiyle Sarıyer’de iskan başladı. Osmanlı döneminde devletin ileri gelenleri tarafından bölgeye birçok çeşme, av köşkü, konak ve sahilhane adı verilen yalı yaptırıldı
Boğaz kıyısındaki küçük köylerin gelişmeye başlaması 16. ve 17. yy'lara rastlamaktadır. Bu dönemde Sarıyer, Yeniköy ve Rumeli Hisarı gelişmiş birer köy haline geldi. 18. yy'a gelindiğinde saraya yakın bazı kişilere ait yalılar bu kıyıda belirmeye başladı. Padişah izniyle bazı gayrimüslim ailelerin bu köylere yerleşmeleri de aynı yüzyıla rastlar.
19. yy'ın başlarında şayak ve fes boyama sanatını öğretmeleri için Trakya'dan bazı köylüler İstanbul'a getirildi ve Baltalimanı ile Emirgan arasına yerleştirildi. Bu köylülerin yerleştirildiği Baltalimanı ile Emirgan arasındaki alan Boyacıköy olarak adlandırıldı.
Sarıyer’in Boğaz kıyısındaki semtleri, 1960’lı yıllara kadar, daha çok yaz aylarında kalabalıklaşan sayfiye yeri niteliği taşıyordu. Özellikle yolların yapılması ve sahil yolunun genişletilmesinden sonra boş alanlar yerleşime açıldı. Bu nedenle bugünkü yerleşim olgusunun temeli de atılmış oldu: Kıyı kesimlerinde ve kıyı yakınlarında üst düzey gelir gruplarına ait yalılar ve köşkler, sırt biçiminde uzanan tepelerde ise gecekondular…

Turizm

Sarıyer, her tür turizm açısından son derece uygun potansiyele sahip bir ilçedir. Doğal, tarihi ve kültürel değerlerinin yanı sıra deniz turizmi açısından da İstanbul’un en önemli ilçeleri arasındadır.
Sarıyer, çok eski bir yerleşim bölgesi olması nedeniyle Bizans ve Osmanlılardan kalma çok önemli tarihi eserlere sahiptir. İlçe tarihi yapıları, camileri, kiliseleri, ayazmaları, tekkeleri, çeşmeleri, su bentleri, surları ve kaleleri, türbeleri, sarayları, köşkleri ve yalıları ile çok değerli bir tarihi mirası barındırmaktadır.
Sarıyer ilçesi çok uzun yıllar kıyılarındaki plajlarıyla bilinmekteydi. Bugün, İstanbul Boğazı kıyısındaki plajlardan yalnızca Altınkum ve Tarabya faaliyettedir. Deniz kirliliğinin artması nedeniyle Boğaz kıyısındaki plajlar kapanırken, bugün Karadeniz kıyısı turistik bir cazibe merkezi haline gelmiştir. Kilyos başta olmak üzere Karadeniz’deki kumsallar özellikle yerli turistin yoğun ilgisini çekmektedir.
Sarıyer’in en önemli özelliklerinden biri de Boğaz sahili boyunca dizilen barlar, balık lokantaları, restoranlar, otel, motel ve diğer eğlence mekanlarıdır. Bu açıdan da önemli bir çekim merkezi olan Sarıyer, gelişime açık bir potansiyel taşımaktadır.
Turizm açısından önemli bir potansiyel de ormanlar oluşturmaktadır. Belgrad Ormanı, gezi yolları, kır gazinoları ile özellikle hafta sonları halkın ilgisini çekmektedir.
Sarıyer, son derece zengin ve değerli bir turizm potansiyeline sahip olmasına karşın turizm altyapısı olarak bu potansiyele yanıt verecek durumda değildir. Bugün ilçemizde, 4 otel, 3 pansiyon, 12 plaj, 174 restoran, 3 açık otopark, 4 sinema, tiyatro ve kültür merkezi bulunmaktadır.