Devrek’te baston yapımının başlangıcının ilginç bir öyküsü vardır. Buna göre; Devrekli Merdi ailesinden Marangoz Ali Ziya Efendi I.Dünya Savaşı’nda İngilizlere esir düşmüştür. Bu olay Ali Ziya Efendi kadar Devrek’in geleceği açısından da önemli bir dönüm noktası olmuştur. Ali Ziya Efendi İngiliz subaylarının ellerinde sürekli tuttukları bastonun bir kudret sembolü olduğunu fark etmiş, savaş bitiminde memleketinde İngilizlerin birbirinden güzel zarif bastonlarını anlatmaya başlamıştır. Böylece baston bir anda Devreklilerin gözünde ihtiyarların dayanağı olmaktan çıkmıştır.
Devrek’te baston yapımı ilkel bir yün ve pamuk eğirme aleti olan çıkrıkla başlamıştır. Manda boynuzundan yapılan iki tarafı siyah, ortası beyaz çubuk şeklinde kemik ağızlıklar ile kızılcık ağacı özünden üç parçalı eklemelerle yapılan gümüş veya altın bilezikli ağızlıklardan baston yapımına geçilmiştir. Ayrıca Kastamonu Salnamesi’nde (h.1320 – 1892) Devrek’te ceviz ağacından sandık, masa, konsol, sigara ağızlığı ve bastonların yapıldığı belirtilmiştir.
Devrek’te baston yapımı gerçek değerini bulmuş, Devrekli ustaların yaptığı bastonlar Anadolu kültürünün estetik ve zarafetini de işçiliklerine katmış ve böylece Devrek bastonlarının ünü Türkiye sınırlarını aşmıştır. Devrek’te baston yapımı büyük önem kazanmış, babadan oğla, ustadan çırağa bu sanat dalı geçmiş ve baston yapımı gözde bir meslek durumuna gelmiştir. Günümüzde Devrek’te yapım geleneği sürmekte ve birbirinden güzel örnekler ortaya konmaktadır.
Devrek bastonlarının yapımı bilgi ve becerinin yanı sıra büyük sabır istemektedir. Öncelikle esnek bir ağaç olan kızılcık ağacı kesilir, Aralık ve Şubat aylarında suyu çekilen kızılcığın dalları ayıklanır ve elde edilen parçalar bir yıl bekletilir. Ekmek fırınlarında eğrilikleri düzeltilen dallar tornadan geçirilir ve bastona verilecek şekil belirlenir. Ardından testere ile üzerinde yivler açılır, eğe yardımı ile sistire, zımpara işlemleri yapılarak desen ve figürler ortaya çıkarılır.
Devrek bastonlarında birbirine dolanmış yılan motiflerinin de sık sık uygulandığı görülmektedir. Bir yandan boyama işlemi yapılırken öte yandan da kusurlu yerler dolgu verniği ile düzeltilir. Bu arada boya verniği yüzeylerde hiçbir şekilde uygulanmaz. Bu işlemler yapıldıktan sonra sıra bastonun sapına gelir. Çoğunlukla ceviz ağacından yapılmış saplarda sedef, gümüş bağa, dağ keçisi ayağı, kemik ve değerli taşlar kullanılır. Ördek bacağı, yılan başı, atmaca, karaca ve at başının saplarda yer verildiği gibi içerisinden şiş çıkan, silah olan, kargıya dönüşen, kurşun atan bastonlarla da karşılaşılmaktadır. Ancak, kamalı bastonlar günümüzde yasak olduğundan yapılmamaktadır. Kemal Özmen isimli bir kişi Ahlat bastonu denilen bir bastonun sap kısmında tabanca bile saklandığını belirtmiştir.
Devrekli ustaların el emeği ile oluşturduğu bastonlar onların göz nurunu, zevkini simgelediği kadar sanat ile zanaatı bir arada gözler önüne sermiştir.
Zonguldak’ta 1933 yılında Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti’nin düzenlediği “Tasarruf ve Yerli Malı Haftası” kapsamındaki sergide Devrek bastonları ilk kez sergilenmiş ve ödüllendirilmiştir. Bunun ardından 1936 İzmir Enternasyonal Fuarı’nda da Devrek bastonları ödül kazanmıştır.
Devrek Belediyesi 7 Temmuz 1984’te Devrek Baston Festivalini düzenlemiş ve bu festival her yıl düzenlenmeye başlamıştır.
Kaliteli bir el işçiliği olan Devrek bastonunun yapılışında Aziz Salman, Andon Usta, Hakkı, Çelik, Ahmet, Hasan ve Abdullah gibi eski ustaların büyük payı olmuştur. Bunların dışında Münteka Çelebi, Mürvet Okur, Tansel Işık, Cemal Salman, Raşit Korum, Murat Ayvacı, Bülent Korum, Raşit Devrek, İsmet Durbak, Hikmet İncirli, Günsel İncirli, Özcan Erdoğdu, Tuncer Biçmen ve Ali Akarsu gibi ustalar da bu konuda büyük ün yapmışlardır.