1-BOLU TÜRK DÖNEMİ TARİHİ ESERLERİ TÜRK DÖNEMİ ESERLERİNİN GENEL LİSTESİ:
Arkeolojik buluntulara göre Bolu tarihi, Eski Tunç Çağına kadar uzanmaktadır. Bugünkü Turizm ve Otelcilik M.Y. Okulunun bulunduğu alanda yer alan küçük bir höyükte ele geçmiş olan ve halen Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde “BOLU KABI” ismiyle sergilenen pişmiş toprak eser M.Ö. 3000 yılına tarihlendirilmektedir.
BOLU MERKEZ
A- CAMİLER :
1- Tabaklar Camisi
2- Sultanzade (Somuncu) Camisi
3- Aktaş Camisi
4- Karamanlı Camisi
5- Ağda Camisi
6- İmaret Camisi
7- Saraçhane Camisi
8- Kadı Camisi
9- Yıldırım Bayezid (Büyük)Camisi
10-Ilıca Camisi
11-Çepni Köyü Camisi
12-Keçeci Mehmet Camisi
13-Karaköy Cuma Camisi
B- HAMAM - ÇEŞME :
1- Kızılay Hamamı
2- Tabaklar Hamamı
3- Sultan Hamamı
4- Orta Hamam
5- Çeşme (8 adet)
6- Şadırvan (l adet)
C- HANLAR :
1- Aşağı Taşhan
2- Yukarı Taşhan
D- TÜRBE - HAZİRE :
1- Aktaş Türbesi
2- Semerkant-ül Buhara Türbesi
3- Kasım Dede Türbesi
4- Ümmi Kemal Türbesi
5- Gölyüzü Türbesi
6- Hayreddin-i Tokad-i Türbesi
7- Şehitlik Anıtı
E- SİVİL MİMARİ :
1- Tarihi Konut (32 adet)
F- İDARİ YAPI :
1- Hükümet Konağı
2- Adliye Binası
3- Güzel Sanatlar Galerisi Binası
GEREDE İLÇESİ
1- Aşağı Tekke Camisi ve Türbesi
2- İnköy Camisi
3- Yukarı Hamam
4- İkinci Avşar Köyü Çeşmesi
5- Çoğullu Köyü Köprüsü
6- Yukarı Tekke Köyü Camisi ve Türbesi
7- Aşağı Hamam
8- Kiliseli (Tüccar) Hanı
GÖYNÜK İLÇESİ
A- CAMİLER :
1- Sof Ali Camisi
2- Kayabaşı Camisi
3- Çeşme Camisi
4- Kebkebirler Camisi
5- Gazi Süleyman Paşa Camisi
6- Hacı Kadın Camisi
7- Hacı Abdi Camisi
B- HAMAM - ÇEŞME :
1- Gazi Süleyman Paşa Hamamı
2- Çeşme (2 adet)
C- HANLAR :
1- Eski Han
D- TÜRBE - HAZİRE :
1- Akşemseddin Türbesi
2- Ömer Sekkin Türbesi
3- Tabak Dede Türbesi
4- Hazire (3 Adet)
E- SİVİL MİMARİ :
1- Tarihi Konut (111 Adet)
2- Saat kulesi
F- İDARİ YAPI :
1- Hükümet Binası
2- Eski Halk Eğitim Merkezi Binası
MENGEN İLÇESİ
1- Bölükören Köyü Camisi
2- Kayabükü Köyü Camisi
3- Yunusiye Haziresi
MUDURNU İLÇESİ
A- CAMİLER :
1- Kanuni Sultan Süleyman Camisi
2- Asılbey Camisi
3- Hatice Hatun Camisi
4- Yıldırım Bayezid Camisi
5- Dereçetinören Köyü Camisi
6- Samsa Çavuş Camisi
B- HAMAM - ÇEŞME :
1- Yıldırım Hamamı
2- Tarihi çeşme (2 Adet)
C- TÜRBE - HAZİRE :
1- Abdurrahim Tirsi Baba Haziresi
2- Kanuni Sultan Süleyman Camisi Haziresi
3- Şeyh İmran Veli Haziresi
4- Samsa Çavuş Türbesi
D- KÖPRÜ :
1- Hızırfakı Mahallesi Köprüsü
E- SİVİL MİMARİ :
1- Tarihi Konut (206 Adet)
SEBEN İLÇESİ
1- Çarşı Camisi
2- Korucuk Köyü Camisi
3- Nimetli Köyü Camisi
YENİÇAĞA İLÇESİ
1- Eskiçağa Yıldırım Camisi
2- Eskiçağa Yıldırım Hamamı
3- Eskiçağa Türbesi
2- BOLU'NUN TÜRK MİMARİSİ AÇISINDAN ÖNEMİ:
Bolu ve çevresinde ilk fetih yılları ve Selçuklu dönemine ait hiçbir eser bulunmamaktadır. 14.yy başlarından itibaren Osmanlı Beyliği akınlarının başladığı bölge, 1326 yılında beylik topraklarına katılmıştır. Bolu ve çevresinin Osmanlı Beyliğinin ilk yerleşme alanlarından olması nedeni ile, İlk Devir Osmanlı Mimarisini göstermesi bakımından önem taşımaktadır.
Osmanlı'nın ayakta kalmış ilk mimari eserlerinden biri Mudurnu ilçesi, Güveytepe köyünde yer alan Samsa Çavuş Camisidir. Bu eser Osman Gazi dönemine tarihlenmektedir. Bolu'da Osmanlı Beyliğine ait orijinal plan ve görünümünü koruyan diğer bir eserde Orhan Gazi döneminden kalan Göynük Süleyman Paşa Hamamıdır. Bolu'da Orhan Gazi döneminin farklı bir özelliği de "Çandı" denilen büyük ağaç kütüklerinin uçları kertilerek çivisiz olarak birbirine geçirilmek suretiyle inşa edilen binalardır.
Kökleri Doğu Türkistan’a kadar uzanan bu tarz mimari özellikle Akçakoca'nın fethettiği Sakarya ile Karadeniz Ereğli’si arasındaki bölgede cami uygulaması olarak görülmektedir. Bolu'da bu tarz mimari ile yapılmış 19. yy’a ait çok sayıda köy ve yayla evi de bulunmaktadır. Osmanlı mimarisinin Bolu'da en parlak dönemi Yıldırım Bayezid devridir. (Şehzadelik Devri) Bu dönemde imar faaliyetleri artmış ve klasik Osmanlı mimarisine mihenk taşı olabilecek çok önemli adımlar atılmıştır.
Bu döneme ait bazı eserler: Bolu, Yıldırım (Büyük) Camisi ve Hamamı (Orta Hamam), Mudurnu Yıldırım Camisi ve Hamamı, Eskiçağa Yıldırım Camisi ve Hamamı, Gerede Yıldırım Camisi ve Hamamı. Bolu ve çevresinde Yıldırım Bayezid Devrinden sonra, Klasik ve Son devire ait çok sayıda eser bulunmasına rağmen, bunlar Mimari açıdan aynı dönemlerde yapılmış İstanbul, Edirne Bursa gibi şehirlerde yapılanlar kadar önem arz etmezler.
Bu dönemlere ait zikre değer bazı eserler ise; Göynük Ömer Sekkin Türbesi (1449). Göynük Akşemseddin Türbesi (1464)., Kadı Camisi (16.yy.), Ilıca Camisi (1510)., Karaköy Cuma Camisi (1562)., Aşağı Taşhan(1750) ve Yukarı Taşhan (1804)dır. Ayrıca Bolu Merkez, Mudurnu, Göynük ilçeleri 19.yy ile 20.yy. ilk yarısına tarihlenen çok sayıda geleneksel Sivil Mimari Örneğine sahiptir. Kentsel Sit Alanı olarak koruma altına alınan bu evler, geçmişi günümüzde yaşatan, Türk halkının hayat tarzını, geleneklerini yansıtan önemli vesikalardır.
3- BOLU TÜRK DÖNEMİ MİMARİ ESERLERİ:
CAMİLER
Samsa Çavuş Camisi : Mudurnu ilçesi, Güveytepe köyü yakınında bulunmaktadır. Hakkında yazılı bir belge bulunmayan Cami, halkın ilgisi ile günümüze kadar Samsa Çavuş ismi ile yaşatılmıştır. Osmanlı Devletinde ilk çavuş unvanını taşıyan, ömrünü Sakarya boyunu tutmakla geçirmiş, Osman Gazi'nin silah arkadaşlarından Samsa Çavuş'un Sakarya nehrinin kuzeyinde Çavuş deresi üzerinde bir cami ve hamam yaptırdığı bilinmektedir. Bolu Salnamesinde de Samsa Çavuş Camisi ismi ile bahsedilen bu caminin Samsa Çavuş tarafından yaptırıldığı kuvvetle kabul edilmektedir.
Kareye yakın dikdörtgen planlı bir cuma mescididir. 8 - 8.5 m. ölçülerindeki duvarlar 78 cm. kalınlıkta olup moloz taşıyla, üç sıra meşe hatıllı olarak yapılmıştır.
Bolu Yıldırım Bayezid Camisi (Büyükcami): Bolu Yıldırım Camisi,Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılan medrese ve kütüphaneden oluşan mimari bir külliyenin merkezidir. Yıldırım Bayezid Bolu'da yaptırmış olduğu hamam (Orta Hamam) ve 30 dükkanı bu külliyenin ihtiyaçlarının karşılanması için vakfetmiştir. Yıldırım Bayezid'ın yaptırmış olduğu cami 1891 yılında yanınca, tamamen yıktırılmış ve 1899-1900 yılında bugünkü tek kubbeli cami yapılmıştır. İlk şeklinin ahşap olduğu tahmin edilen bu cami 1944 depreminde büyük hasar görmüştür. Kubbe payandaları ve köşe kuleleri kaldırılmış, taş olan kubbe kasnakları sıvanmıştır. Orijinal görünümünü epeyce kaybeden caminin medrese ve kütüphanesinden herhangi bir iz bulunmamaktadır. 12 Kasım 1999 depreminde hasar gören cami restore edilmiş ve 2002 yılının Ramazan ayında hizmete açılmıştır.
Mudurnu Yıldırım Bayezid Camisi (Büyük Cami): Yıldırım Bayezid tarafından şehzadeliği zamanında 784 H.(1382) yılında Hamam ve Medrese ile birlikte yaptırılmıştır. Şehrin merkezinde yer alan bu caminin kitabesi olmamakla beraber biraz ilerisinde bulunan hamamın kapısı üzerindeki kitabe ve vakfiye özetine göre tarihlendirilmektedir. 1776, 1839, 1900 ve 1956 yıllarında onarım görmüştür. Doğusunda bulunması gereken medrese mevcut değildir. Cami kareye yakın dikdörtgen planlı bir ana mekan ve üç bölümlü son cemaat yerinden oluşmaktadır. 20.70 m. olan ana mekanı tromplarla geçilen 19.43 m. çapındaki yüksek kasnaklı bir kubbe kaplamaktadır. Bu da klasik Osmanlı Döneminde olgunlaşan mekan birliği düşüncesinin ilk adımlarındandır.
Bu kadar büyük bir alanı kapatmak için cami duvarları oldukça alçak ve kalın tutulmuş, içeride duvarlara eklenen payelerle taşıma gücü artırılmıştır. Bu payeler yine Osmanlı mimarisinin doruğa ulaştığı 8 istinatlı camilerin ilk denemelerindendir. Üç bölümlü son cemaat yeri kubbelerle örtülü olup, ortadaki kubbe daha küçük ve dilimli, yanlardakiler ise daha büyük ve yüksek kasnaklıdır. Kuzeye üç sivri kemerle açılan son cemaat yeri; asıl mekana göre daha alçak olup, bu kademeli görünüm yine Klasik devirdeki piramidalleşme olgusunun Erken dönemdeki ilk belirtilerini taşır.
Eskiçağa Yıldırım Bayezid Camisi : Yeniçağa ilçesi, Eskiçağa köyünde yer almaktadır. 791 H. (1388) de Yıldırım Bayezid adına yaptırılan cami, zaman içerisinde gördüğü onarımlarla orijinalliğini büyük ölçüde yitirmekle birlikte, ilk planını korumaktadır. Dikdörtgen planda, kırma çatılı basit bir yapıdır.
Göynük Süleyman Paşa Camisi : Göynük İlçe merkezinin doğusunda Akşemseddin Türbesinin yanında yer alan cami, vakıf kayıtlarına göre ilk olarak 1331-1335 yılında yapılmış, fakat muhtemelen ahşap olan bu cami yıkılmış olduğundan yerine Sultan II. Abdülhamit'in emri ile bugünkü cami yapılmıştır. 17.70 x 16.10 m. boyutlarındaki yapı Geç Devir mimarisinin karakteristik özelliklerini aksettirmektedir.
Kadı Camisi : Bolu merkezinde yer alan cami Mimari karakterine göre XVI. yy’a tarihlenmektedir. Bolu Livası Salnamesine göre eser Demirtaş Paşazade Mehmet Bey tarafından yaptırılmıştır. Dikdörtgen planlı caminin mihrap bölümü beş kenarlı olarak dışa taşkındır. Tamamıyla kesme taştan inşa edilen cami, düz ahşap tavanlı, kırma çatısı Marsilya kiremit örtülüdür.
Kalan izlerden bugün ahşap olan üst örtünün evvelce kubbeli olduğu, fakat eserin büyük tahribata uğraması sonunda yeniden yapılırken ahşap tavanlı yapılmış olduğu tahmin edilmektedir. Caminin ilk şeklinin 3 bölümlü son cemaat yerine sahip olduğu kuzey cephe önünde kalan sütun kaidelerinden anlaşılmaktadır. Caminin taç kapısı sivri kemerli eyvan şeklinde olup iki kenarı mihrabiyelidir. Pembe mermerden söveli, lamba zıvana şeklinde geçmeli basık kemerli cümle kapısının ahşap kapı kanatları, Osmanlı kündekari işçiliğinin güzel örneklerinden birini teşkil eder.
Ilıca Camisi : Bolu merkezinin 5 km. güneyinde Karacasu'da yer alan cami İsfendiyaroğlu Kızıl Ahmet Paşa Beyin oğlu Musa Paşa tarafından 916 H.(1510-1511) yılında yaptırılmıştır. 1944 depreminde büyük hasar gören cami 1960 da eski ölçülerine göre yeniden inşa edilmiş ve kitabesi aynen yeni binaya monte edilmiştir. Moloz taştan, kare planlı küçük bir camidir. Sadece cümle kapısı kesme taş olup beden duvarlarından çıkıntı yapmaktadır.
Karaköy Cuma Camisi : Bolu'nun 7 km. batısında Karaköy'de yer alan cami giriş kapısı üzerinde yer alan çini kitabesine göre 970 H.(1562-1563) tarihinde Musa Paşa oğlu Mehmet Bey'in annesi tarafından Cuma Camisi olarak yaptırılmıştır. Dikdörtgen planlı, moloz taş örgülü camiyi üstten kiremitli bir çatı örtmektedir. Pembe mermerden yapılmış cümle kapısı ve bu kapı üzerinde yer alan çini kitabesiyle dikkat çeken caminin eski yayınlarda 2 çini kitabesi olduğu bilinmekte ise de bir tanesi bugün mevcut değildir.
Mevcut kitabe dikdörtgen mermer bir pano içerisinde alt ve üsten Çin bulutu motifleriyle çerçevelenmiş 4 parça çiniden oluşmaktadır. Sülüs hatlı kitabede zemin koyu lacivert yazılar ise beyaz ve kiremit renklidir. Yazılar arasına yer yer yaprak ve çiçek motifleri serpiştirilmiştir. Cami içerisinde tavanlar aşı boyalı iken yenilenmiş ancak mahfilin orijinal kalan kısımlarında kırmızı yeşil renkli aşı boyaları halen görülebilmektedir. 1992 yılında cami esaslı bir onarım geçirmiştir.
Cami Kitabeleri : İnşa Kitabesi; “Bu camii şerifi Halid bin Velid (r. a) soyundan Musa Paşa oğlu Mehmed’in annesi yaptırmıştır. Bu E(a)la Hanım, Ebu Bekr’ül-Sıdd^ık (R.A.) soyundan, Sultan Selim Han’ın sadrazamı Cemali Mehmed Paşa’nın oğlu Mehmed’in kızıdır” Bu bina dokuz yüz yetmiş tarihinde tamamlandı. İkinci Kitabe (kayıptır); “Ey Rabbimiz bizden bu binayı kabul eyle. Bize inayet edip, fazlınla doğru yolu buldur. Şu camii şerif ne zaman ki tamam oldu; yüce olan Rabbimiz Allah onu kabul etsin. Hatifi gaybi tarihini şöyle düştü (İşte bu mescid elbette takva üzere tesis edilmiş bir mesciddir.) * Parantez içinde yer alan sözler, ebced hesabı ile Hicri 971 tarihini vermektedir.
İmaret Camisi : Bolu merkez, Büyükcami mahallesinde, Saraçhane camisinin güneydoğusunda yer almaktadır. Vakıf kayıtlarına göre Kızıl Ahmet Bey soyundan Şemsi Paşa tarafından 16.yy da yaptırıldığı anlaşılan cami, zaman içerisinde gördüğü onarımlarla orijinalliğini büyük ölçüde yitirmiştir. Dört sıra tuğla bir sıra taş dizisinden oluşan cami beden duvarları kirpi saçakla sonlanmakta ve altta dikdörtgen çerçeveli üstte sivri kemerli, iki katlı bir pencere düzenlemesiyle dışa açılmaktadır. Dikdörtgen planlı caminin cümle kapısı üzerinde üst üste iki kartuş içerisinde iki satır sülüs kitabe yer almaktadır. Kuzey batı köşede tuğla minaresi bulunan caminin, kırma çatısı tamamen yenilenmiş olup içten II. Abdülhamid zamanında yapıldığı söylenen ahşap bir tavanla örtülüdür.
Saraçhane Camisi : Bolu merkez, Büyükcami mahallesi, Belediye meydanında yer almaktadır. Kitabesine göre 1163 H. (1750) tarihinde silahtar Mustafa Ağa tarafından ihya edildiği anlaşılan cami, Evliya Çelebi Seyahatnamesi ve Mimar Sinan'ın eserlerinin listesini veren Tezkeretül Ebniyede Mimar Sinan'ın eseri olarak görülmektedir. Bu durumda cami ilk olarak 16.yy.da Mimar Sinan tarafından yapılmış, bu caminin harap olmasıyla da Silahtar Mustafa Ağa tarafından yeniden ihya edilmiştir.
Dikdörtgen planlı cami duvarlarında aralarında tuğla hatıllar bulunan moloz taş malzeme kullanılmıştır. Kirpi saçaklarla geçilen kiremit örtülü kırma çatısı içte ahşap tavanlıdır. Kuzey cephesinde dükkanlar bulunan caminin girişi doğudan sağlanmakta ve beden duvarları sivri kemerli 2 katlı pencere düzenlemesi, köşe pahı, kuş köşkleri, doğu ve güney cephe duvarında yer alan sivri kemerli çeşmeleri ile dikkat çekmektedir. Kuzey doğusunda kesme taş kare kaideli, tuğla silindirik gövdeli minaresi yer almaktadır.
Yukarı Tekke Camisi : Gerede, Kabirler mahallesi, Vezir sokakta yer alan cami, kitabesine göre 1267 (Hicri) tarihinde Abdullah Efendi tarafından yaptırılmıştır. Kerpiçten, dikdörtgen planlı caminin doğu köşesinde kesme taştan bir türbe yer almaktadır.
Tabaklar Camisi : Bolu merkez, İzzet Baysal Caddesi üzerinde yer alan cami, kitabesine göre 1310 - 1315 H. (l897) tarihinde yapılmıştır. 17.40 x 20 m. ebadında dikdörtgen planlı cami duvarları Geç Osmanlı Mimarisi karakteri taşımaktadır.
HANLAR :
Aşağı Taşhan : Şehrin merkezinde Yıldırım Bayezid (Büyük) Camisinin batısında, Yukarı Taşhan'ın güneyinde yer almaktadır. 1750 yılında eşraftan Emin Ağa tarafından yaptırılmıştır. Kesme taştan güney köşeleri pahlı, geniş bir saçak silmesi ile sonlanan beden duvarlarının güney kenarında üçer mazgal penceresi yer alır. Güney kenar ortasında bulunan yuvarlak kemerli büyük kapının üzeri iki büyük konsol ile çıkıntı teşkil eden bir cumba şeklindedir.
Yukarı Taşhan : Aşağı Taşhan'ın kuzeyinde yer alan Yukarı Taşhan giriş kapısı üzerindeki kitabeye göre 1219 H.(1804) tarihinde Serbevvab Hacı Abdullah Ağa tarafından yaptırılmıştır. 2 katlı açık avlulu bir handır. Avlu etrafını saran kare kolon payeler ve yuvarlak kemerlerin teşkil ettiği revaklar çapraz tonoz örtülüdür. Revakların arkasında odalar sıralanmaktadır. Doğu yönünde beden duvarlarında çıkıntı teşkil eden cümle kapısı yuvarlak kemerli büyük bir eyvan şeklinde avluya açılmaktadır. Cümle kapısının iki yanında kemerli 2 dükkan bulunmaktadır.
HAMAMLAR :
Süleyman Paşa Hamamı : Göynük ilçe merkezinin doğusunda Akşemseddin Türbesinin yakınında bulunmaktadır. Vakıf kayıtlarına göre 1331-1335 tarihinde Gazi Süleyman Paşa tarafından cami ile birlikte yaptırılmıştır. Cami 1875 yılındaki büyük sel baskınında yıkılınca Sultan II. Abdülhamid devrinde tamamen yenilenmiştir. Hamam orijinal ebat ve planını koruyan en eski Osmanlı Hamamlarından birisidir. 1950 den sonra yapılan esaslı bir onarımla cephe taşlarının çoğu, kat silmeleri değiştirilmiştir. Erkekler ve kadınlar bölümü olmak üzere çifte hamam olarak teşkil olunmuştur.
Her iki bölümde soğukluk, ılıklık ve sıcaklık kısımlarından oluşmaktadır.
Bolu Yıldırım Bayezid Hamamı (Orta hamam) : Soğukluk kapısı üzerinde yer alan 2 satırlık Arapça kitabesine göre 791 H.(1389) yılında Çelebi Bayezid tarafından babası hayatta iken yaptırılmıştır. Mimarı Mudurnu Yıldırım Hamamını da yapan Ömer Bin İbrahim olup imzası giriş kapısının kilit taşındadır. Çifte hamam tarzında, dıştan moloz taşla inşa edilen küçük ölçülerdeki bu hamam, içten Mudurnu'daki kadar olmasa da oldukça zengin süslemelere sahiptir. Yakın tarihlerde onarım gören binanın çatı ve kubbe kiremitleri tamamen yenilenmiştir.
Mudurnu Yıldırım Bayezid Hamamı : Mudurnu Büyükcami mahallesinde, Yıldırım Camisinin karşısında bulunmaktadır. Erkekler kısmı giriş kapısı üzerindeki kitabe ve vakfiye özetine göre 784 H.(1382) yılında Yıldırım Bayezid tarafından Ömer bin İbrahim'e yaptırılmıştır. Yanından geçen yol kotu altında kalan hamamın erkekler kısmı soğukluğu hariç basık bir dış görünümü vardır. Yakın tarihlerde yapılan onarımla taç kapı dışındaki duvar taşları büyük ölçüde değişmiş, oluklu kiremit örtülü çatısı beton kaplanmıştır.
Ancak, gerek büyüklüğü, gerekse taç kapı ve kubbe geçişleriyle erken dönem Osmanlı hamamlarının en orijinal ve en güzel örneklerinden birisi olma özelliğini korumaktadır. Çifte hamam tarzında yapılmış bu hamam dıştan son derece basit görünümüne karşın, mukarnaslarıyla Osmanlı mimari tezyinatı tarihinde bir dönüm noktası teşkil edecek şekilde mühimdir. Osmanlı mimarisinde 15. yy’dan itibaren badem, çift badem, sarkmalar, püsküller gibi tam ve mükemmel unsurlar görülmeye başlarken, 14. yy’a ait bu yapıda mukarnas artık doruğa ulaşmış, plastikleşmiş, Selçuklu eserlerinden çok ileri bir merhaleye varmıştır.
Eskiçağa Yıldırım Bayezid Hamamı : Yeniçağa ilçesi, Eskiçağa köyünde yer alan Hamam cami ile aynı devirde 791 H.(1388) de Yıldırım Bayezid adına yapılmıştır. Küçük fakat mimari bakımından önemli bir yapıdır. İki bölümlü sıcaklıktan oluşan hamamın soğukluk bölümü yıkılarak yeniden yapılmıştır. Tepeye doğru daralan yıldızlarla dekore edilmiş kubbe, Türk üçgeni ve istiridye şeklinde tromplu kubbe geçişleri ile dikkat çeker.
Tabaklar Hamamı : Bolu merkez, Tabaklar mahallesinde yer almaktadır. 16. yy.da Tavil Mehmet Paşa tarafından yaptırıldığı tahmin edilen Tabaklar Hamamı, kadınlar bölümü daha küçük çifte hamam tarzındadır. Bütün duvarları moloz taş olan hamamın, saçakları silmelidir. Yol genişletme çalışması sırasında soyunmalığı yıkılmıştır.
Sultan Hamamı : Bolu merkez, Büyükcami mahallesi, Saraçhane sokağında yer alan hamam, mimari karakterine göre 16. yy.’a tarihlenmekte ve Sokullu Mehmed Paşa Vakfı olarak, vakıf kayıtlarında geçmektedir. Ön kısmı üzerinde yer alan kule şeklindeki feneri 19. yy’da eklenmiştir. Çifte hamam tarzındadır.
TÜRBELER :
Ömer Sekkin Türbesi : Göynük'te Akşemseddin Türbesinin 100 m. kadar doğusunda yer alır. Hacı Bayram Veli’nin talebesi Akşemseddin arkadaşı olan Ömer Sekkine (Bıçakçı Ömer Dede) ait olan türbe 853 H.(1449) yılına tarihlenmektedir. Yüksek platform üzerine, tamamen kesme taştan sekizgen planlı olarak inşa edilen türbe kubbe ile örtülüdür. Giriş kapısı önünde kare kaideli, mukarnas başlıklı iki sütuna oturan kubbeli bir revak yer almaktadır.
Akşemseddin Türbesi : Göynük ilçesi, Gazi Süleyman Paşa Camisi avlusunda bulunmaktadır. Büyük ilim adamı ve Fatih Sultan Mehmed'in hocası olan Akşemseddin, 1459 tarihinde vefat ettikten sonra 864 H.(1464) yılında türbesi yapılmıştır. Altıgen planlı türbenin kesme taştan yapılmış beden duvarlarının her kenarında sivri kemerli niş içinde dikdörtgen ve ağaç söveli pencereler yer almaktadır. Pahlı saçak silmeleri ile nihayetlenen beden duvarları üstten kurşun kaplı kubbe ile örtülüdür.
Türbenin kuzeydoğu köşesinde sivri kemerli niş içerisinde giriş kapısı yer almaktadır. Kapı üzerindeki alınlıkta inşa kitabesi bulunmaktadır. Kenarlardaki alt sıra pencerelerin üzerinde sivri kemerli alçı şebekeli ikinci sıra pencereler mevcuttur. Türbe içerisinde Akşemseddin ve oğulları Fakih ile Nurihüda Çelebilerin sandukaları vardır. Akşemseddin ait sanduka, İlk devir ahşap işçiliğinin çok güzel bir örneğidir. 2.50 X 0.50 m. boyutundaki sanduka kapıdan girince sağdadır. Ceviz üzerine kabartma yazı ve kapaklarında nar çiçeği motifleri yer alır.
Kitabeler: İnşa Kitabesi; İlahi incelikleri kavrayanların en üstünü, hakikate ermişlerin en kemallisi, Akşemseddin diye meşhur Şeyh Mehmed b. Hamza - Allah sırrını takdis etsin -, 863 (1459) senesinde Rebiülahir (Şubat) ayı sonlarında vefat etmiştir. O, 792 (1390) senesinde doğmuş olup; türbe, 868 (1464) yılında yapılmıştır
Sanduka Yazıları Başucu; Hazreti Peygamber (S.A.V.) buyuruyor ki: “İşlerinizde tereddüde düştüğünüz zaman, kabir ehlinden yardım isteyiniz.”
Ayakucu; Feylesoflardan biri demiştir ki: “İnsanın kalbini yumuşatan en tesirli öğüt, ölüler mahallesine (kabristana) bakmaktır”.
Sağ Taraf Yazısı; Hazreti Peygamber (S.A.V.)’e: “İnsanların en zahidi kimdir?” diye sorulduğunda; kendileri: 1- “Mezarlığı ve çürümeyi hiç unutmayan; 2- Dünya nimetlerinin fazlasını terk eden; 3- Baki olanı fani olana tercih eden; 4- Yarını, günlerinden saymayan (hesaba katmayan) ; 5- Ve kendini, ölüler yerine koyan kimsedir” buyurmuşlardır.
Sol Taraf Yazısı Yahya b. Muaz (Ö: 258 / 871) demiştir ki: “Şu üç şeyi yapan: 1- Kendisini terk etmeden önce dünyalıkları terk eden; 2- İçine girmeden önce ahiret evini yapan; 3- Ve, kavuşmadan önce Yaratıcısını razı eden kimse, akıllıca davranmış olur.
Ümmi Kemal Türbesi : Bolu merkez, Tekke köyünde yer alan türbe Fatih Sultan Mehmed'in hocalarından Ümmi Kemal için 15.yy.da yapılmış, ancak daha sonraki yıllarda onarımla yenilenmiştir. Altı köşeli türbe, kesme taştan inşa edilmiş olup; üzeri ahşap çatıyla örtülüdür.
Kasım Dede Türbesi : Bolu merkez, Yozgat köyünde yer alan türbenin son yıllarda yapılan tamiratlarla orijinalliği kısmen bozulmuştur. Altıgen planlı türbenin, basık kemerli kapısı üzerinde yer alan 3 satır sülüs hatlı kitabesi dikkat çekmektedir.
Aşağı Tekke Türbesi : Gerede, Seviller mahallesi, Cami sokağında yer alan türbe, kitabesine göre 1259-(Hicri) (1844) yılında Şeyh Halil Efendi ve oğlu Mustafa Efendi tarafından yaptırılmıştır. Moloz taştan, köşeleri paflı kare planlı bir türbedir.
Eskiçağa Türbesi : Yeniçağa ilçesi, Eskiçağa köyünde yer alan türbe, kare planda basit bir yapı olmakla beraber Osmanlı Türbe Mimarisinin tipik bir örneğidir.
BOLU EVLERİ :
Bolu merkez, Göynük ve Mudurnu da 19. yy. sonu 20. yy. başlarına tarihlenen çok sayıda Geleneksel Türk Evi bulunmaktadır. Çarşı, sokak, çeşme, saat kulesi, cami, han, hamam, türbe ve hazire gibi Mimari unsurları, gelenek ve görenekleri ile bir bütünlük oluşturan, Eski Türk Şehri özelliğini büyük ölçüde koruyan yalnızca Göynük ve Mudurnu evleridir. Bolu merkezde yer alan evler ise çok katlı betonarme binalar arasında kaybolup gitmektedir.
Bölgenin yoğun orman dokusu ile kaplı olması evlerin inşasında ağırlıklı olarak ahşap kullanımına sebep olmuştur. Kagir malzeme ise daha ziyade cami, han, hamam gibi kamu binalarında, ahşap evlerin su basmanları ve Gayri Müslim evlerinde kullanılmıştır. Zemin + 1-2 katlı, kıtık sıva üzeri beyaz badanalı bu evlerin cepheleri ve kat araları ahşap silmelerle bölümlere ayrılmıştır.
Her yüzeyde çok sayıda dar dikdörtgen penceresi olan, daha iyi ışık almak ve genişlemek maksadı ile ahşap konsolların desteklediği cumbaları bulunan bu evler,alaturka kiremit örtülü kırma yada beşik çatılı bir üst örtüye sahiptir. İç sofalı, dış sofalı plan türlerinin kullanıldığı bu evlerde, üst katlara içten merdivenlerle çıkılmakta ve kullanıma göre farklılık gösteren odaları bulunmaktadır. Odalara düz yada işlemeli ahşap tavanları, ocak, sedir, gömme dolap, yüklük gibi iç Mimari elemanlarıyla Türk ev Mimarisinin bütün özelliklerini taşırlar.
BOLU ÇEŞMELERİ :
Bolu'da düzensiz kentleşmenin en fazla tahrip ettiği eserler arasında yer alan çeşmelerimizden bugün çok azı ayakta kalabilmiştir. İl genelinde çok sayıda tarihi çeşmeden ancak 15-20 kadarı günümüze ulaşabilmiştir. Bu çeşmelerin büyük bir çoğunluğu 19. yy.a aittir. Saraçhane Camisi cephesinde yer alan iki çeşme ile Bolu merkez Karacaağaç köyündeki Köroğlu çeşmesi 19.yy. öncesi Bolu çeşmeleri hakkında bilgi vermektedir.
Bu çeşmelerin özelliği sivri kemerli bir cepheye sahip olmalarıdır. 19.yy. Çeşmeleri ise iki kenarı plasterli üst üste iki bölümden oluşan dikdörtgen cephelidir. Silmelerin ayırdığı bu iki bölümden üsttekinin yüksekliği daha kısa olup; üzerinde bazen kitabe, bazen de çelenk içerisinde tuğra ve maşallah gibi ibareler yer alır. Alt bölümde ise üzerinde bitkisel bezemeler bulunan çeşme aynası vardır. Yalakları oval formludur.