Kocaeli Kemalpaşa Mahallesi’nde bulunan Abdülaziz Av Köşkü, Abdülaziz Sarayı, Av Kasrı, Küçük Saray ve Hünkâr Köşkü isimleriyle tanınmaktadır. İzmit Körfezi’ne hakim, çam ağaçları arasındaki bu yapı Sultan Abdülaziz (1861-1876) döneminde, Anadolu demiryollarının ilk bölümünü oluşturan Haydarpaşa-İzmit arasındaki 89 km. lik yolun 1875’te hizmete girmesi ve padişahın yapılacak törene gelmesi nedeniyle yaptırılmıştır. Bunun yanı sıra avlanmaya düşkünlüğü ile tanınan Sultan Abdülaziz’in zaman zaman bu yöreye gelip avlandığı iddia edilmişse de bunu kanıtlayacak belgeye rastlanmamıştır.
Sultan Abdülaizi Sarayı’nın mimarı Kirkor Amira Balyan’ın oğlu, Mimar Karabet Amira Balyan’dır. Karabet Amira Balyan bu sarayın yanı sıra İzmit’te bir çuha fabrikası ile Hereke’de kumaş ve halı fabrikası yapmıştır.
Sultan Abdülaziz Sarayı, mabeyn dairesi ve muhafızların bulunduğu yapılarla oldukça geniş bir alana yayılmıştır. Bu yapılar uzun süre Jandarma İl Komutanlığı, Ziraat Müdürlüğü ve Adliye olarak kullanılmış, yapılan onarımlar sonucunda da orijinalliğini büyük ölçüde yitirmiştir. Abdülaziz Sarayı ise Cumhuriyetin ilanından sonra bir süre Hükümet Konağı olarak kullanılmış, daha sonra Kocaeli Müzesi olmuştur.
Saray XIX.yüzyıl sonlarında Türk yapı sanatına egemen olan eglektik ve ampir üslupların bir araya getirildiği bir mimariyi yansıtmaktadır. Sarayın yapım tarihi kitabelerinin bozulmasından ötürü kesinlik kazanamamıştır. Sarayın geniş avlu duvarlarından bazıları günümüze ayakta gelebilmiştir. Saat Kulesi yönünde anıtsal bir avlu giriş kapısı bulunmaktadır. XIX.yüzyıl Avrupa mimarisi üslubunda yapılan bu giriş kapısı mermerden olup, girişin iç ve dış cephelerinde, yüksek kaideler üzerinde ikişer yuvarlak sütun ve kitabeler bulunmaktadır. Bu kitabelerin üzeri bir dönem sıva ile kapatılmış, 1978-1979 yıllarında sıvalar kaldırılmış ve altından yeşil zemin üzerine altın yaldızlı kitabeler ortaya çıkarılmıştır. Bu kitabelerde sarayın Abdülaziz döneminde yapıldığı yazılıdır.
Dış görünümü ile mermer kaplı, iki katlı bir yapı olan saray, ince uzun kemerli pencereleri ile Kocaeli’nin karakteristik bir yapısıdır. Pencerelerin kenarlarındaki kuvvetli kornişler kolonlarla birlikte tüm cepheye hareket kazandırmıştır. Yuvarlak kemerli giriş kapısından mermer döşeli büyük bir salona girilmektedir. Bu salonun iki yanında aynalı iki büyük oda ve arkasında da hizmetkarlara ait küçük bir oda, tuvalet ile üst kata çıkan gizli bir servis merdiveni bulunmaktadır. Sarayın ikinci katına tek yönlü başlayıp, ikiye ayrılan anıtsal mermer bir merdivenle çıkılmaktadır. İkinci katta büyük bir divanhane, onun iki yanında dinlenme ve yatak odaları, tuvalet, tümüyle mermer kaplı bir banyo bulunmaktadır. Fransa’dan özel olarak getirilmiş parkelerle kaplı olan ikinci katın pencerelerinin ahşap doğramaları beyziye yakın şekildedir. Bunun sonucu olarak da pencerelerde büyük boyda camlar yerine küçük camlar kullanılmıştır.
Sarayın ikinci katında özellikle tavanlarda bezemeler ve resimler bulunmaktadır. Fransız ressamı Sasso’nun eseri olan tavan bezemeleri sıva üzerine yağlı boya ile yapılmıştır. Aynı zamanda alt katın giriş tavanına da aynı ressam büyük bir madalyon yapmış, dışında kalan yerlere de geometrik geçmelerle kıvrık dallar yerleştirmiştir. Küçük iki madalyon içerinse ağaçlar arasında koşan bir geyik ve bir de aslan resmedilmiştir. Alt katın yan odalarının tavanları da oldukça basit çizgili, kıvrık dallar, çiçekler, meyveler ve çeşitli manzaralarla doldurulmuştur. İkinci kata çıkan merdiven üzerinde stilize palmetli yıldızların bulunduğu küçük bir madalyon görülmektedir. Bunun dışında kalan boş yüzeyler çiçek buketleri dörtgenler içerisine alınarak hareketli bir görünüm kazandırılmıştır.
İkinci katın divanhanesinin tavanı kasrın en zengin bezemelerine sahiptir. Burada bayrak, mızrak, kılıç, boru, balta ve terazi resimlerinden oluşan kompozisyonlar bulunmaktadır. Aralarına da güneş ışınları içerisinde Sultan Abdülaziz’in küçük tuğraları yerleştirilmiştir. Burada da kıvrık dallar, çiçekler ile tüm yüzey doldurulmuştur. Divanhanenin en önemli yağlı boya resimleri arasında, fırtınalı bir havada dalgalarla boğuşan, buharlı, yelkenli ve tek bacalı bir gemi görülmektedir. Diğer yağlı boya resimlerde arkasında dağların bulunduğu bir liman, önünde demir atmış buharlı ve yelkenli gemiler görülmektedir. Buradaki bir diğer resimde ise, karanlık bir havada kayalıkların önünde yelkenli bir kalyon görülmektedir. Bu resimlerde ressamın imzası bulunmamaktadır.
Sultan Abdülaziz Sarayı’nda bazı tarihi olaylar olmuştur. Atatürk Kocaeli grubunu denetlemek üzere 18-20 Haziran 1922’de buraya gelmiş, Fransız yazarı Claude Farrére ile burada görüşmüştür. Bunun ardından Atatürk 16-21 Ocak 1923’te İzmit Basın Toplantısını burada düzenlemiştir. Atatürk işgal altındaki İstanbul gazetelerinin başyazarlarını da burada kabul etmiş, devrimlerle ilgili günün koşullarından söz edilmiştir. Ancak, bu toplantının bazı bölümlerinin yayınlanmaması için de bir karar alınmıştır.
Saray 28 Haziran 1967’de Kocaeli Müzesi olmuştur. Yeni müzenin Fuar Alanı’na taşınmasına kadar da bu işlevini sürdürmüştür.
Sultan Abdülaizi Sarayı’nın mimarı Kirkor Amira Balyan’ın oğlu, Mimar Karabet Amira Balyan’dır. Karabet Amira Balyan bu sarayın yanı sıra İzmit’te bir çuha fabrikası ile Hereke’de kumaş ve halı fabrikası yapmıştır.
Sultan Abdülaziz Sarayı, mabeyn dairesi ve muhafızların bulunduğu yapılarla oldukça geniş bir alana yayılmıştır. Bu yapılar uzun süre Jandarma İl Komutanlığı, Ziraat Müdürlüğü ve Adliye olarak kullanılmış, yapılan onarımlar sonucunda da orijinalliğini büyük ölçüde yitirmiştir. Abdülaziz Sarayı ise Cumhuriyetin ilanından sonra bir süre Hükümet Konağı olarak kullanılmış, daha sonra Kocaeli Müzesi olmuştur.
Saray XIX.yüzyıl sonlarında Türk yapı sanatına egemen olan eglektik ve ampir üslupların bir araya getirildiği bir mimariyi yansıtmaktadır. Sarayın yapım tarihi kitabelerinin bozulmasından ötürü kesinlik kazanamamıştır. Sarayın geniş avlu duvarlarından bazıları günümüze ayakta gelebilmiştir. Saat Kulesi yönünde anıtsal bir avlu giriş kapısı bulunmaktadır. XIX.yüzyıl Avrupa mimarisi üslubunda yapılan bu giriş kapısı mermerden olup, girişin iç ve dış cephelerinde, yüksek kaideler üzerinde ikişer yuvarlak sütun ve kitabeler bulunmaktadır. Bu kitabelerin üzeri bir dönem sıva ile kapatılmış, 1978-1979 yıllarında sıvalar kaldırılmış ve altından yeşil zemin üzerine altın yaldızlı kitabeler ortaya çıkarılmıştır. Bu kitabelerde sarayın Abdülaziz döneminde yapıldığı yazılıdır.
Dış görünümü ile mermer kaplı, iki katlı bir yapı olan saray, ince uzun kemerli pencereleri ile Kocaeli’nin karakteristik bir yapısıdır. Pencerelerin kenarlarındaki kuvvetli kornişler kolonlarla birlikte tüm cepheye hareket kazandırmıştır. Yuvarlak kemerli giriş kapısından mermer döşeli büyük bir salona girilmektedir. Bu salonun iki yanında aynalı iki büyük oda ve arkasında da hizmetkarlara ait küçük bir oda, tuvalet ile üst kata çıkan gizli bir servis merdiveni bulunmaktadır. Sarayın ikinci katına tek yönlü başlayıp, ikiye ayrılan anıtsal mermer bir merdivenle çıkılmaktadır. İkinci katta büyük bir divanhane, onun iki yanında dinlenme ve yatak odaları, tuvalet, tümüyle mermer kaplı bir banyo bulunmaktadır. Fransa’dan özel olarak getirilmiş parkelerle kaplı olan ikinci katın pencerelerinin ahşap doğramaları beyziye yakın şekildedir. Bunun sonucu olarak da pencerelerde büyük boyda camlar yerine küçük camlar kullanılmıştır.
Sarayın ikinci katında özellikle tavanlarda bezemeler ve resimler bulunmaktadır. Fransız ressamı Sasso’nun eseri olan tavan bezemeleri sıva üzerine yağlı boya ile yapılmıştır. Aynı zamanda alt katın giriş tavanına da aynı ressam büyük bir madalyon yapmış, dışında kalan yerlere de geometrik geçmelerle kıvrık dallar yerleştirmiştir. Küçük iki madalyon içerinse ağaçlar arasında koşan bir geyik ve bir de aslan resmedilmiştir. Alt katın yan odalarının tavanları da oldukça basit çizgili, kıvrık dallar, çiçekler, meyveler ve çeşitli manzaralarla doldurulmuştur. İkinci kata çıkan merdiven üzerinde stilize palmetli yıldızların bulunduğu küçük bir madalyon görülmektedir. Bunun dışında kalan boş yüzeyler çiçek buketleri dörtgenler içerisine alınarak hareketli bir görünüm kazandırılmıştır.
İkinci katın divanhanesinin tavanı kasrın en zengin bezemelerine sahiptir. Burada bayrak, mızrak, kılıç, boru, balta ve terazi resimlerinden oluşan kompozisyonlar bulunmaktadır. Aralarına da güneş ışınları içerisinde Sultan Abdülaziz’in küçük tuğraları yerleştirilmiştir. Burada da kıvrık dallar, çiçekler ile tüm yüzey doldurulmuştur. Divanhanenin en önemli yağlı boya resimleri arasında, fırtınalı bir havada dalgalarla boğuşan, buharlı, yelkenli ve tek bacalı bir gemi görülmektedir. Diğer yağlı boya resimlerde arkasında dağların bulunduğu bir liman, önünde demir atmış buharlı ve yelkenli gemiler görülmektedir. Buradaki bir diğer resimde ise, karanlık bir havada kayalıkların önünde yelkenli bir kalyon görülmektedir. Bu resimlerde ressamın imzası bulunmamaktadır.
Sultan Abdülaziz Sarayı’nda bazı tarihi olaylar olmuştur. Atatürk Kocaeli grubunu denetlemek üzere 18-20 Haziran 1922’de buraya gelmiş, Fransız yazarı Claude Farrére ile burada görüşmüştür. Bunun ardından Atatürk 16-21 Ocak 1923’te İzmit Basın Toplantısını burada düzenlemiştir. Atatürk işgal altındaki İstanbul gazetelerinin başyazarlarını da burada kabul etmiş, devrimlerle ilgili günün koşullarından söz edilmiştir. Ancak, bu toplantının bazı bölümlerinin yayınlanmaması için de bir karar alınmıştır.
Saray 28 Haziran 1967’de Kocaeli Müzesi olmuştur. Yeni müzenin Fuar Alanı’na taşınmasına kadar da bu işlevini sürdürmüştür.