Filyos |
Çaycuma ilçesine bağlı Filyos beldesi, antik dönemin önemli yerleşim birimlerinden biri olup, birinci ve ikinci derece arkeolojik sit alanları üzerinde kurulu bulunmaktadır. Romalılar tarafından yapıldığı düşünülen kale ve anfi tiyatrosu vardır.
Filyos'ta Saklı Tarih
Efsaneye göre kent, M.Ö.7.yüzyılda kurulmuştur. Tarihi boyunca değişik isimlerle (Tios, Tieion, Tianon, Tium) anılmıştır. Kentin kurulduğu dönemde bu bölgede Kaukan adında bir yerli yaşamakta idi.
Tarihi boyunca siyasi güç oluşturamayan ve Ereğli ile Amasra'nın gölgesinde kalan kent, Roma döneminde M.Ö.70 yılında yakıldı ve yağma edildi. Daha sonra yeniden inşa edildi ve bir ticaret ve balıkçı kenti olarak yaşamını devam ettirdi. Kent, Bizans döneminde M.S.5.yüzyılda önemli bir dini merkez oldu. Selçuk ve Osmanlı dönemlerinde ise (14.15.yüzyıl) giderek önemini yitirdi ve küçük bir balıkçı köyüne dönüştü. Bugün Filyos beldesinin bulunduğu alanda eski kentten toprak üstü kalıntı olarak Roma, Bizans ve orta çağ dönemlerine tarihlenen kale, sahil surları, su kemeri, tonozlu galeri, tiyatro, savunma kulesi ve çeşitli mezarlar görülebilmektedir.
Kale Tepesi
İlk yerleşim yeri, kentin kuzeyindeki kale tepesi üzerindedir. Bugün burada ortaçağ kalesine ait duvarlar ile Helenistik-Roma dönemlerine tarihlenen kule kalıntısı bulunmaktadır. Kalenin duvarları 2003 yılında yenilenmiştir.
Eski Liman
Kale Tepesinin batısında yer alan eski limana ait denizin içinde 6 metre genişliğinde ve 100 metreden fazla uzunlukta iki mendirek kalıntısı bulunmaktadır.
Sahil Suru
Eski limanın başladığı noktadan itibaren kent içine doğru uzanan sahil suru bulunmaktadır. Çeşitli dönemlerde tamir edilerek kullanılan surun kalınlığı 1 metre mevcut yüksekliği ise 5 metredir. Bugün surun ancak 50 metrelik bir bölümü görülebilmektedir.
Su Kemeri ve Tonozlu Galeri
Dört kemerli bir su kemeri kalıntısı ve tuğladan yapılmış tonozlu bir galeridir. Burasının büyük bir yapının ait bölümü olduğu tahmin edilmektedir.
Tiyatro
Kentin güneyindeki yamaca yaslanmış tiyatro Roma dönemine aittir. Taş oturma sıralarının bir bölümü sökülerek, geç dönemlerde yapılan inşaatlarda kullanılmıştır.
Araştırma ve Kazılar
Tios kentinin bilimsel olarak araştırma ve kazıları, 2006 yılından beri Kdz. Ereğli Müzesi ve Trakya üniversitesi Arkeoloji bölümü tarafından yürütülmektedir. 2006 yılında yapılan çalışmalarda eski kentin toprak üstü kalıntıları tespit edildi. Envarterleri ve çizimleri yapıldı. Fotoğrafları çekildi, kent planı çıkarılmaya başlandı. Toprak altında bulunan yapılar ise jeo elektrik ve radar ölçümleri ile tespit edildi. Bu alanlarda araştırma çukurları (sondaj) açıldı. Yapılan çalışmalarda, kale içinde; Helenistik Devir'e (M.Ö.4.yy) ait yapılar ve çanak çömlek çeşidinin bol olması, yapılan ticaretin zenginliğini göstermektedir. Sahil surunun güneyindeki tarlalarda yapılan radar ölçümlerinde eski kentin yapıları tespit edildi.
Buradaki sondajlarda, Helenistik Devir'e tarihlenen sur duvarları, Roma-Bizans dönemine ait yapı kalıntıları, Roma dönemi sikkeleri ve çanak-çömlek parçaları ortaya çıkarıldı. Su kemerinin hemen yakınında ise; anıtsal bir meydan çeşmesi olması muhtemel bir yapı bulundu. Tiyatroda yapılan temizlik çalışmalarında; mermer iki heykel parçasına rastlandı. İki yazıt-bilimci tarafından, bugüne kadar yörede bulunmuş ve Ereğli müzesinde mevcut tüm Helence ve Latince yazıtlar arşivlendi. Yazıtların değerlendirilmelerine başlandı. Tios kentinin araştırılması ve kazılması, Karadeniz tarihi ve arkeolojisi için büyük önem taşmaktadır. Çünkü Türkiye'nin Karadeniz kıyılarında kazılan ilk ve tek antik kenttir.
Buradan elde edilecek bilgi ve belgeler büyük önem taşımaktadır. Toprağın hemen altında yolları, meydanı, hamamı, dini yapıları, evleri depoları, dükkânları ve mezarlarıyla büyük bir kent ortaya çıkarılacaktır.
Ereğli Kalesi
Kdz. Ereğli'nin kent surlarının çevrelediği tepede bulunmaktadır. Bizans Dönemi'nde XIII. Yüzyıl başlarında yapıldığı sanılan kalede iç ve dış avlu, kule, mühimmat ve erzak deposu, sarnıç ve odalar bulunmaktadır. Kale ve çevre duvarları oldukça harap bir durumdadır. Kale kapısındaki ve iç avludaki derin çatlakların bir depremin sonucu oluştuğu sanılmaktadır. Duvarlarda, kuleler de tuğla ve harç dolayısıyla birlikte gri taşı kullanılmıştır.
Sur Kalıntıları
Helenistik döneme ait olan sur parçalarında çok sert, gri, renkli kireçtaşından iri ve kalın blok taşları kullanılmış ve bunlar birbirlerine başarılı bir şekilde bağlamıştır. Bu taş bloklar yan yana ve harçsız yerleştirilerek, aradaki küçük taş blokların yatay hatlarıyla desteklenmiştir. Büyük boyutlu kare taşların kullanıldığı Roma Dönemi sur kalıntıları ise daha çok kıyı kesiminde yer almaktadır. Bu döneme ait sur işçiliğinde yaklaşık 1 m x 1 m boyutlu kare taş bloklar kullanılmıştır. Birbirine kalın bir harç tabakasıyla bağlanan ve kesme taşlardan oluşan kimi surlardaki tuğla örme işçiliği Bizans Dönemi ürünüdür. Kentin büyük bir bölümünü kaplayan bu surlarda Bizans yapı tekniği egemendir. Bizanslılarca yapılan bu surları Cenevizliler onararak kullanmışlardır.
Filyos Kalesi
Filyos'ta bulunan ve Romalılar tarafından yapıldığı düşünülen kale, kentin denize hakim bir noktası olan bir burun üzerinde kurulmuştur. Güçlü ve heybetli bir görünüm kazandırmak düşüncesiyle yapımında iri taşlar kullanılmıştır. Kale uzunca bir süre harabe durumda kaldıktan sonra, 2000 yılında Kültür Bakanlığı tarafından onarım çalışmalarına başlanmıştır.
Herakles (Herkül) Sarayı
Kdz. Ereğli Ankara Mahallesi'nde bulunan ve iki cephedeki duvar kalıntıları dışında tümüyle yıkık bir durumda bulunan bu antik döneme ait yapı kalıntısı, iri kesme taş bloklarla ve özenli bir işçilikle inşa edilmiştir.