1719’da III. Ahmed, Süleyman, Mehmed, Mustafa ve Bayezid isimlerindeki dört şehzadesi ile İstanbul’dan 5.000 fakir çocuğu sünnet ettirmişti. Bu muhteşem düğün Okmeydanı’nda olmuştu ve on beş gün on beş gece sürmüştü.
Sünnet için denizde yapılan eğlencelerde herkesin dikkatlerini çeken bir sahne olmuştu: padişah Aynalıkavak Kasrı’ndaydı, hemen bütün İstanbul halkı kayıklarla Halic’e dökülmüştü. Seyirci kayıkları o kadar çoktu ki, denizin yüzü kayıkla örtülmüştü.
Kürekleri kımıldatmanın bile imkânı yoktu. Gemiler tıklım tıklım doluydu. Eski mimarbaşı İbrahim Efendi’nin dev bir timsah yapmıştı. İbrahim Efendi’nin timsahı binlerce insanı hayretten hayrete düşürdü. Bu timsah kopyası, üst çenesini açıp kapayarak deniz yüzünde yarım saat kadar dolaşmış, sonra denize dalmıştı. Zevkle seyredilen bu timsah çok takdir edilmişti. Fakat bir saat sonra battığı yerden tekrar deniz yüzüne çıkınca, takdirler bir heyecan ve hayrete kalp olmuştu. Timsah bu sefer ağzını açıp durmuştu. Açılan ağzından rengârenk giysilerle beş tane rakkas fırlamış, timsahın sırtına binerek dans etmeye başlamıştı.İbrahim Efendi’nin bu timsahına 18. yüzyılın başında denenmiş ilk denizaltı gemisi olarak bakmak mümkündür.