a)Hasan Süzer Etnoğrafya Müzesi:
Müze binası ana kaya içine oyulmuş mahsen üzerine üç kattan oluşmaktadır. İkisi anayoldan diğeri ara sokağa açılan üç girişi vardır.
Ön cephedeki işlemeli büyük kapıdan "Hayat" adı verilen avluya, küçük kapıdan ise "Selamlık" denilen bölüme geçilmektedir.
Bina içerisinde Antep savunmasında kullanılan silahlar, savaş araçları, belgeler, kahraman ve şehitlerin fotoğrafları ayrı bir bölümde sergilenmektedir. Müzede yer alan diğer bölümler günlük yaşamdaki fonksiyonlarına göre yörenin eşyası ile donatılmış, mankenlerle teşhire canlılık ve gerçekçilik verilerek geçmiş hayatı günümüzde bizlere sunmaktadır. İlimize gelen yerli ve yabancıların hayranlığını kazanmış bir müzemizdir.
b) Gaziantep Arkeoloji Müzesi:
bronz çağa ilişkin çeşitli eşyaları, figürinleri, Hitit çivi yazılı tabletleri, mühürleri, Urartu, Hitit, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait çeşitli eserleri bünyesinde sergilemektedir.
Yine Belkıs (Zeugma) ören yerinden elde edilen mozaik ve diğer heykeller, mezar taşları gibi eserler Belkıs (Zeugma) salonunda sergilenmektedir.
c)Kurtuluş Müzesi:
Milli mücadeleye yıllarından günümüze kadar gelebilmiş savaş aletlerinin sergilendiği müzemizdir.
Hanlar, Gaziantep'e gelen yabancıların mutlaka gezdikleri ve hayran oldukları tarihi yerlerimizdir. Bunlardan Anadolu Hanı ile Güven Hanı restore edilmiştir.Diğer hanlardan gezilebilenler ise ; Tuz Hanı, Millet Hanı, Belediye Hanı, İncioğlu Hanıdır. Binlerce yıldır ticaretle uğraşan kette bir çok çarşı ve bedesten vardır. 1781 tarihinde yaptırılan 5 kapılı, 80 dükkanlı Zincırli Bedesten halen hal olarak kullanılmaktadır. Yine Hicri 1281 yılında yaptırılan 72 dükkanlı Kendirli Bedesten de çarşı olarak kullanılmaktadır.
Gaziantep - Kilis Karayolu üzerindedir. Kazı çalışmaları devam etmektedir.
Gaziantep'in 12 Km Kuzeyinde yer alan Antik Dolichones Kenti, geçmişi tarih öncesi dönemlere uzanan, Palaolitik dönemlerden günümüze kadar iskan görmüş önemli merkezlerden birisidir. Antik Kent Alttaş (Palaolitik), Ortataş (Mezolotik) ve Üsttaş (Neolotik)dönemlerini yaşamış ve Türkiye'de Alttaş devrine ait buluntular , ilk kez burada ele geçmiştir. Buraya sırasıyla Hititler, Asurlar, Persler, Büyük İskender, Selevkoslar, Romalılar , Ermeniler, Haçlılar ve Müslüman Türkler hakim olmuştur. Dolichenos Antik Kent kalıntıları arasında; saray olduğu kabul edilen yapı kalıntıları, Helios Mabedi , dünyanın ilk sayı sistemının duvarlarına uyguladığı söylenen Şarklı (Keber) Mağarası kaya mezarları ve Dülükbaba Tepesini sayabiliriz. Ayrıca Kommange bölgesinde filizlenen ve antik dönemde bir inanç olarak ortaya çıkan , Hititlerin baş tanrısı TEŞUP (JÜPİTER) Dolichenos Kültürü , öncelikle bu bölgede yayılmış, daha sonra Anadolu'yu etkisi altına almıştır. Bu Kült'e Tanrı figürü bir boğa üzerinde ayakta durur vaziyette tasvir edilmiştir. Ellerini havaya kaldırmış, genelde sağ elinde bir çift ağızlı balta sol elinde bir yıldırım demeti tutmaktadır.
Antik dönemlerde doğunun önemli şehirlerinden birisi olan Karkamış'ın Güneyine düşmektedir. Antik kent günümüzde bir sınır kenti durumundadır. Batıdaki iç kale ve şehir Türkiye hudutlarında dış kale ve dış şehir Suriye hudutları içerisindedir. Kentin önemi antik dönemlerindeki stratejik konumundan kaynaklanmaktadır. Antik kentte birçok ilim adamı tarafından kazı çalışmaları yapılmıştır. İlk defa 1878 yılında İngiltere'nin Halep Konsolosu Seneke tarafından Karkamış' ta hiyeroglif yazılı tabelalar bulunması bir anda ilim camiasını ilgisini çekmiştir.
Gaziantep ilinin İslahiye ilçesine bağlı Yesemek köyündedir. Yayınlara "Yesemek Taşocağı ve Heykel Atölyesi" olarak geçen bu sit alanı , Köyün Karatepe denen yamacında yer alır. Bu arazi menekşemsi gri renkte ve son derece kaliteli bir bazalt damarına sahiptir. Dolarit diye de tanınan bu bazalt damarından yararlanmak amacı ile M.Ö.II.binin sonlarına doğru burada bir taş ocağı açılmış ve çıkarılan taş bloklarının işlendiği oldukça büyük bir heykel atölyesi kurulmuştur.
Yesemek ilk defa 1890 yılında Zincirli'de ( Samal ) kazı yapan Felix Von LUSCHAN tarafından keşfedilmiştir. Buradaki sistemli araştırma ve kazı çalışmaları 1958-1961 yılları arasında Prof.Dr. Bahadır ALKIM Başkanlığındaki bir ekip tarafından yürütülmüş ve 200'e yakın heykel taslağı çıkarılmıştır.
Yapılan araştırmalar atölyenin, belgenin Hitit hakimiyetine girdiği ŞUPPİLLULİMA 1. devreye yani M.Ö 1375-1335 tarihleri arasında işletmeye açıldığını ve atölyede bölgenin yerli halkı HURLAR 'ın çalıştığını göstermiştir. Hitit İmparatorluğunun deniz kavimleri tarafından yıkılmasıyla atölyedeki çalışmaların durduğu görülmektedir. Daha sonra Geç Hitit Krallıklarından Şamal ( Zincirli ) Krallığının M.Ö. IX.yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren atölyeyi yeniden faaliyete geçirdiği anlaşılmaktadır. Bu devreye ait yontularda bölgenin karışık siyasi nedeniyle Asur, Hitit ve Aramilerinde eserler üzerinde etkisini izlemek mümkündür. Bir çok devletin sanat özelliklerini taşıyan yontuların bulunması Yesemek Heykel Atölyesinin sanatsal açıdan önemini bir kat daha arttırmaktadır.
Nizip'in doğusunda ve 12 km. mesafededir. Halfeti' den Güney'e doğru akan Fırat'a bir kavis çizerek doğuya Birecik 'e yöneldiği yerdedir. Harabe geniş bir yer kaplar. Höyük haline gelmiş olan yüksek bir kalesi vardır. Harabeler arasında Hitit, Asur, Roma, Bizans ve İslam dönemine ait kalıntılar bulunmuştur. Burası Roma ve Bizans dönemlerinin önemli bir yerleşim merkezi olmuştur. Çevrede Nekrapol ve mozaik kalıntıları vardır. Harabelerden çıkarılan eserler , Gaziantep , Ankara , İstanbul, Paris ve Berlin müzelerinde sergilenmiştir.
a ) Hisar Anıt Mezarı
Gaziantep ili Araban İlçesi Hisar Köyünde bulunan günümüze kadar sağlam kalabilmiş orijinal bir yapıdır. Kesme taştan yapılmıştır. Kare bir kaide üzerinde (4x4 metre ) dört köşedeki paye sütunlardan meydana gelen gövde ve bunun üzerinde pramidal külahtan teşekkül etmiştir. Bu külahın üzerinde kronik tipi sütun başlığı mevcuttur. Yaklaşık olarak M.S. 1. yüzyıla tarihlemek mümkündür.
b) Elif Anıt Mezarı
Elif köyündedir. Hisardaki gibi kesme taştan yapılmıştır. Kare planlı yüksek kaide üzerine oturan gövde ve üzerini örten tonozlu bir örtü sisteminden oluşmaktadır.
c) Hasanoğlu Anıt Mezarı
Araban ilçesi Hasanoğlu Köyünde bulunan 3. anıt mezar, büyük tahribatlar geçirmiştir. Kesme taştan inşa edilmiştir. Gövdenin sadece Güney ve Batı yönleri ayakta kalabilmiştir. Bu tür mezarlarda seced kaidenin altından doğrudan toprağa verilmekte veya mumlanarak muhafaza edilmektedir. Kaide kısmına sahte lahit konulmakta ceset ise lahit'in aşağısındaki ölü odasına konulmaktadır
İslahiye İlçesinin 10 km. doğusundadır. Bölgenin en büyük höyüklerinden olup , 24 km. yüksekliğindedir. Araştırmalar burasının M.Ö.3000 yılının son döneminde büyük bir şehir olduğunu ortaya çıkarmıştır. Şehir iç ve dış kaleden oluşmaktadır. Duvarları büyük , düzgün kesme taştan yapılmıştır.
Höyüğün Kuzeydoğusunda 8 km yüksekliğinde 17 basamak ve rampayla çıkılan yuvarlak kuleler vardır. Kabartmalı ortostatlarda süslü saray geniş bir alanı kaplamaktadır.Höyükte pek çok araç-gereç,çanak-çömlek ve takılar,eşyalar çıkarılmıştır.Höyükle ilgili belirlenen tarih M.Ö.2000 ile 1000 yılları arasındadır.
Müze binası ana kaya içine oyulmuş mahsen üzerine üç kattan oluşmaktadır. İkisi anayoldan diğeri ara sokağa açılan üç girişi vardır.
Ön cephedeki işlemeli büyük kapıdan "Hayat" adı verilen avluya, küçük kapıdan ise "Selamlık" denilen bölüme geçilmektedir.
Bina içerisinde Antep savunmasında kullanılan silahlar, savaş araçları, belgeler, kahraman ve şehitlerin fotoğrafları ayrı bir bölümde sergilenmektedir. Müzede yer alan diğer bölümler günlük yaşamdaki fonksiyonlarına göre yörenin eşyası ile donatılmış, mankenlerle teşhire canlılık ve gerçekçilik verilerek geçmiş hayatı günümüzde bizlere sunmaktadır. İlimize gelen yerli ve yabancıların hayranlığını kazanmış bir müzemizdir.
b) Gaziantep Arkeoloji Müzesi:
Şehrin merkezinde gerek ihtişamı ve heybetiyle, gerkese bir sır gibi gizlediği tarihi ile dikkati çeken kale, ilimizin en önemli kültür varlıkları arasında yer alır. Kalenin ne zaman ve kimler tarafından inşa edildiği kesin olarak bilinmemekle beraber, kalkolitik dönemden itibaren iskan edildiği bilinmektedir. Restorasyon çalışmaları devam eden kale , çok istenilmesine rahmen ne yazık ki yabancılar tarafından gezilememektedir. Müze, neolotik dönemden kemik ve keramik parçaları kalkolotik ve |
Yine Belkıs (Zeugma) ören yerinden elde edilen mozaik ve diğer heykeller, mezar taşları gibi eserler Belkıs (Zeugma) salonunda sergilenmektedir.
c)Kurtuluş Müzesi:
Milli mücadeleye yıllarından günümüze kadar gelebilmiş savaş aletlerinin sergilendiği müzemizdir.
GAZİANTEP KALESİ |
Şehrin merkezinde gerek ihtişamı ve heybetiyle, gerkese bir sır gibi gizlediği tarihi ile dikkati çeken kale, ilimizin en önemli kültür varlıkları arasında yer alır. Kalenin ne zaman ve kimler tarafından inşa edildiği kesin olarak bilinmemekle beraber, kalkolitik dönemden itibaren iskan edildiği bilinmektedir. Restorasyon çalışmaları devam eden kale , çok istenilmesine rağmen ne yazık ki yabancılar tarafından gezilememektedir. |
CAMİLER |
Hemen hepsinin yapımında kesme taş kullanılan Gaziantep Camileri plan ve süsleme bakımından farklıdır. Türk Memlukları devrine ait (1357) tarihli Boyacı camii en eski camidir. Yine Osmanlılardan kalan Ömeriye Aliyyünnacar ve Eyyüpoğlu camilerinin orijinal şekilleri Memluklar devrine aittir. Tarihi camilerimizden ilimize gelen yerli ve yabancılar tarafından gezilen yerlerimizdir. |
HANLAR ve BEDESTENLER |
Hanlar, Gaziantep'e gelen yabancıların mutlaka gezdikleri ve hayran oldukları tarihi yerlerimizdir. Bunlardan Anadolu Hanı ile Güven Hanı restore edilmiştir.Diğer hanlardan gezilebilenler ise ; Tuz Hanı, Millet Hanı, Belediye Hanı, İncioğlu Hanıdır. Binlerce yıldır ticaretle uğraşan kette bir çok çarşı ve bedesten vardır. 1781 tarihinde yaptırılan 5 kapılı, 80 dükkanlı Zincırli Bedesten halen hal olarak kullanılmaktadır. Yine Hicri 1281 yılında yaptırılan 72 dükkanlı Kendirli Bedesten de çarşı olarak kullanılmaktadır.
OYLUM HÖYÜK |
Gaziantep - Kilis Karayolu üzerindedir. Kazı çalışmaları devam etmektedir.
DÜLÜK KÖYÜ (Antik Dolichones Kenti) |
Gaziantep'in 12 Km Kuzeyinde yer alan Antik Dolichones Kenti, geçmişi tarih öncesi dönemlere uzanan, Palaolitik dönemlerden günümüze kadar iskan görmüş önemli merkezlerden birisidir. Antik Kent Alttaş (Palaolitik), Ortataş (Mezolotik) ve Üsttaş (Neolotik)dönemlerini yaşamış ve Türkiye'de Alttaş devrine ait buluntular , ilk kez burada ele geçmiştir. Buraya sırasıyla Hititler, Asurlar, Persler, Büyük İskender, Selevkoslar, Romalılar , Ermeniler, Haçlılar ve Müslüman Türkler hakim olmuştur. Dolichenos Antik Kent kalıntıları arasında; saray olduğu kabul edilen yapı kalıntıları, Helios Mabedi , dünyanın ilk sayı sistemının duvarlarına uyguladığı söylenen Şarklı (Keber) Mağarası kaya mezarları ve Dülükbaba Tepesini sayabiliriz. Ayrıca Kommange bölgesinde filizlenen ve antik dönemde bir inanç olarak ortaya çıkan , Hititlerin baş tanrısı TEŞUP (JÜPİTER) Dolichenos Kültürü , öncelikle bu bölgede yayılmış, daha sonra Anadolu'yu etkisi altına almıştır. Bu Kült'e Tanrı figürü bir boğa üzerinde ayakta durur vaziyette tasvir edilmiştir. Ellerini havaya kaldırmış, genelde sağ elinde bir çift ağızlı balta sol elinde bir yıldırım demeti tutmaktadır.
KARKAMIŞ |
Antik dönemlerde doğunun önemli şehirlerinden birisi olan Karkamış'ın Güneyine düşmektedir. Antik kent günümüzde bir sınır kenti durumundadır. Batıdaki iç kale ve şehir Türkiye hudutlarında dış kale ve dış şehir Suriye hudutları içerisindedir. Kentin önemi antik dönemlerindeki stratejik konumundan kaynaklanmaktadır. Antik kentte birçok ilim adamı tarafından kazı çalışmaları yapılmıştır. İlk defa 1878 yılında İngiltere'nin Halep Konsolosu Seneke tarafından Karkamış' ta hiyeroglif yazılı tabelalar bulunması bir anda ilim camiasını ilgisini çekmiştir.
YESEMEK AÇIK HAVA MÜZESİ |
Gaziantep ilinin İslahiye ilçesine bağlı Yesemek köyündedir. Yayınlara "Yesemek Taşocağı ve Heykel Atölyesi" olarak geçen bu sit alanı , Köyün Karatepe denen yamacında yer alır. Bu arazi menekşemsi gri renkte ve son derece kaliteli bir bazalt damarına sahiptir. Dolarit diye de tanınan bu bazalt damarından yararlanmak amacı ile M.Ö.II.binin sonlarına doğru burada bir taş ocağı açılmış ve çıkarılan taş bloklarının işlendiği oldukça büyük bir heykel atölyesi kurulmuştur.
Yesemek ilk defa 1890 yılında Zincirli'de ( Samal ) kazı yapan Felix Von LUSCHAN tarafından keşfedilmiştir. Buradaki sistemli araştırma ve kazı çalışmaları 1958-1961 yılları arasında Prof.Dr. Bahadır ALKIM Başkanlığındaki bir ekip tarafından yürütülmüş ve 200'e yakın heykel taslağı çıkarılmıştır.
Yapılan araştırmalar atölyenin, belgenin Hitit hakimiyetine girdiği ŞUPPİLLULİMA 1. devreye yani M.Ö 1375-1335 tarihleri arasında işletmeye açıldığını ve atölyede bölgenin yerli halkı HURLAR 'ın çalıştığını göstermiştir. Hitit İmparatorluğunun deniz kavimleri tarafından yıkılmasıyla atölyedeki çalışmaların durduğu görülmektedir. Daha sonra Geç Hitit Krallıklarından Şamal ( Zincirli ) Krallığının M.Ö. IX.yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren atölyeyi yeniden faaliyete geçirdiği anlaşılmaktadır. Bu devreye ait yontularda bölgenin karışık siyasi nedeniyle Asur, Hitit ve Aramilerinde eserler üzerinde etkisini izlemek mümkündür. Bir çok devletin sanat özelliklerini taşıyan yontuların bulunması Yesemek Heykel Atölyesinin sanatsal açıdan önemini bir kat daha arttırmaktadır.
RUMKALE |
Gaziantep'in Yavuzeli İlçesine bağlı Kasaba köyünde bulunan Rumkale, Fırat Nehri ile Merziman Çayı'nın birleştiği yerde sarp kayalarla örtülü bir tepe üzerinde kurulmuştur. M.Ö. 840 yılında Geç Hitit döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir.Hz. İsa'nın Havarileri'nden biri olan Johannes (Yuhenna )' nın Roma döneminde Rumkale'yi merkez yaparak Hristiyanlığın Gaziantep yöresinde yayılmasını sağladığı söylenir. Yuhenna'nın mezarını kalede bulunduğu sanılmakta ve bu nedenle | |
Hristiyanlarca kutsal yerlerden sayılmaktadır.Rumkale, bölgedeki kalelerden en büyüğüdür. Görkemli yapısı , tabiat güzellikleri ve tarihi değeriyle gezilmeye değer tarihi eserlerimizden birisidir. |
BELKIS HÖYÜK |
Nizip'in doğusunda ve 12 km. mesafededir. Halfeti' den Güney'e doğru akan Fırat'a bir kavis çizerek doğuya Birecik 'e yöneldiği yerdedir. Harabe geniş bir yer kaplar. Höyük haline gelmiş olan yüksek bir kalesi vardır. Harabeler arasında Hitit, Asur, Roma, Bizans ve İslam dönemine ait kalıntılar bulunmuştur. Burası Roma ve Bizans dönemlerinin önemli bir yerleşim merkezi olmuştur. Çevrede Nekrapol ve mozaik kalıntıları vardır. Harabelerden çıkarılan eserler , Gaziantep , Ankara , İstanbul, Paris ve Berlin müzelerinde sergilenmiştir.
ANIT MEZARLAR |
a ) Hisar Anıt Mezarı
Gaziantep ili Araban İlçesi Hisar Köyünde bulunan günümüze kadar sağlam kalabilmiş orijinal bir yapıdır. Kesme taştan yapılmıştır. Kare bir kaide üzerinde (4x4 metre ) dört köşedeki paye sütunlardan meydana gelen gövde ve bunun üzerinde pramidal külahtan teşekkül etmiştir. Bu külahın üzerinde kronik tipi sütun başlığı mevcuttur. Yaklaşık olarak M.S. 1. yüzyıla tarihlemek mümkündür.
b) Elif Anıt Mezarı
Elif köyündedir. Hisardaki gibi kesme taştan yapılmıştır. Kare planlı yüksek kaide üzerine oturan gövde ve üzerini örten tonozlu bir örtü sisteminden oluşmaktadır.
c) Hasanoğlu Anıt Mezarı
Araban ilçesi Hasanoğlu Köyünde bulunan 3. anıt mezar, büyük tahribatlar geçirmiştir. Kesme taştan inşa edilmiştir. Gövdenin sadece Güney ve Batı yönleri ayakta kalabilmiştir. Bu tür mezarlarda seced kaidenin altından doğrudan toprağa verilmekte veya mumlanarak muhafaza edilmektedir. Kaide kısmına sahte lahit konulmakta ceset ise lahit'in aşağısındaki ölü odasına konulmaktadır
TİLMEN HÖYÜK |
Höyüğün Kuzeydoğusunda 8 km yüksekliğinde 17 basamak ve rampayla çıkılan yuvarlak kuleler vardır. Kabartmalı ortostatlarda süslü saray geniş bir alanı kaplamaktadır.Höyükte pek çok araç-gereç,çanak-çömlek ve takılar,eşyalar çıkarılmıştır.Höyükle ilgili belirlenen tarih M.Ö.2000 ile 1000 yılları arasındadır.