10 Ağustos 2010 Salı

Ölüdeniz

Ölüdeniz Ölüdeniz Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı olup, Muğla’ya 128 km Fethiye’ye ise 12 km’dir. Ölüdeniz doğal güzellikleri nedeniyle 1983′te tabiat parkı ilan edilmiştir. Ölüdeniz adı gibi suyuda sakin, kıpırtısızdır.
Ölüdenize girdiğinizde dibinde bir tek yosun bile göremezsiniz. İsterseniz dipteki kumları sayabilirsiniz. Yemyeşil dağlar arasında sakin bir su olan Ölüdeniz’de yüzerken ymaç paraşütü yapanların gökyüzünde oluşturdukları o muhteşem görüntüyü seyredebilirsiniz.
Ölüdeniz durgun gibi gözükmesine rağmen, gözle görünmeyen üç nedenle kendini her gün yenilemektedir. Bu nedenlerden birincisi, Ölüdeniz’deki yoğun kaynak su çıkışları, içeriden açıkdenize doğru akıntı yaratmaktadır. İkincisi, kaynak sularının tuz farkından ötürü açıkdenizden içeriye ve dışarıya sirkülasyon oluşmasıdır. Üçüncüsü gel-git etkisi ile 2-3günde bir deniz yarım metre yükselip,alçalır ki,bu deniz suyu giriş çıkışını sağlar.
Ölüdeniz sakin suyu, yamaç paraşütü, yeşillik alanları, restorant, kafeleri ve otelleriyle yerli ve yabancı birçok turistin ilgisini çekmektedir.

Şeytan Sofrası

Şeytan SofrasıŞeytan Sofrası adını kayalıkların üstünde yer alan yuvarlak sofra görünümündeki tepeden almıştır. Şeytan Sofrası, Çamlık Orman Kampı’nın yukarısında yer alıyor.
Şeytan Şofrası’na vardığınızda ziyaretçilerin dilek dileyerek, içine bozuk para attıkları bir ayak izi göreceksiniz. Efsaneye göre; ayak Şeytan’ın ayağının izi. Ancak burada tek bir ayak var, diğer ayağının izinin ise, karşı dağda bulunduğu söyleniyor.
Güneşin doğuşu ve batışının dünyada en güzel görüldüğü yerlerden bir tanesi. Şeytan Sofrası manzarasına hayran kalacak, kendinizi cennette zannedeceksiniz. Doğal güzelliği ile sizi büyüleyecek.



Çamlık

Çamlık, Ayvalık ilçe merkezine 3 km uzaklıkta bulunuyor. Ayvalık’tan kalkan otobüslerle gidiliyor. Çamlık’ta konaklama tesisleri, lokantalar, kamp alanları ve tenis kortu bulunmaktadır. Denize girebilir, piknik yapabilir ve mükemmel manzarayı seyrederken kafanızı dinleyebilirsiniz.

Cunda Adası(Alibey)

CundaCunda’nın ilçe merkezine uzaklığı 8 km’dir. Cunda Adası’nın eski adı Nesos olup, şuan Alibey de denilmektedir. Cunda Adası Ayvalık’ın tam karşısında bulunuyor. Cunda Adası’nda serin bir deniz , temiz hava, şahane yemekler ve Rum kültürünü bulacak; hediyelik eşya satan yerlerden kendinizi alamayacaksınız. Eski Rum evleri arasında dolaşırken kendinizden geçeceksiniz.
Özellikle balık restorantları meşhur olan Cunda da, kabak çiçeği dolması, kaşarlı kalamar da yiyebilirsiniz. Arkasından meşhur lokmasını yemeden Cunda’dan ayrılmayın. Zeytin ve zeytin yağının belkide anavatanı olan Cunda, etrafı çam ve zeytin ağaçları ile çevrilidir.
Adalar kenti olan Ayvalık’ın tek yerleşim olan yeridir Cunda. Cunda’da çok sayıda kilise ve manastır bulunmaktadır. Taksiyarhis Kilisesi, Agios Yannis ve Panaya Kiliseleri de bu bölgede bulunmaktadır.
Cunda’da köyün simgesi haline gelmiş taş kahve ilk türk kahvesi olup, Ayvalıkla Cunda arasındaki köprü ise, Türkiye’nin ilk boğaz köprüsüdür. Köprü 1966′da Senatör Nejat Sarlıcalı’nın önayak olması ile yapıldı. Köprüden önce adaya salla geçilirdi, şuan minibüs ile ulaşabilirsiniz, ancak şimdi de deniz yoluyla adaya ulaşmak mümkün.
Cunda kendisi gibi 21 komşuya sahip. Balıkada, Pınar Adası, Karaada, Güvercinada ve diğerleri karadaki tümsekler gibi dizilidir. Bu adalar arasında sular zaman zaman o kadar sığlaşırki, birinden diğerine yürünecek duruma gelir.

Manavgat Şelalesi

    imagescav21r621Manavgat Şelalesi, Antalya’nın Manavgat ilçesinin 3 km. kuzeyinde Antalya’ya 80 km. mesafededir. Manavgat Şelalesi, ilçe ile aynı ismi taşır. Manavgat Şelalesi 4-5m yükseklikten dökülmesine rağmen, geniş bir alan üzerinde gürül gürül akışı ile ve doğayla iç içe oluşuyla turistlerin ilgisini çekmektedir.
Saniyede 25 metreküp su akıtan Manavgat Şelale’sini 1 m besleyen kaynaklardan en büyüğü karstik Dumanlı kaynağıdır ve sol kıyıdaki dik  kayanın yüzünde bulunan küçük mağaralardan fışkırarak çıkar. Duman ve köpük şeklinde 15 m yükselir ve ırmağa karışır.
Manavgat Şelalesi’nin hemen yanında piknik yapabilir veya lokantalarda taze balık yiyebilirsiniz. Manavgat Çayı’nda yetişen alabalık, şelale çevresinde özellikle turistler tarafından tercih edilen başlıca yemektir. Manavgat Şelalesi, özellikle yaz aylarında doğal klimalı bir ortam olup, görülmeye değerdir.

Düden Şelalesi

Düden Şelalesi, Antalya’ya 15 km uzaklıkta ve Antalya’nın en güzel şelalelerindendir. Düden Şelalesi suyunun ilk ana kaynağı Kırkgöz’dedir. Düden Şelalesi’nin döküldüğü yer ve yemyeşil piknik alanıyla çok güzel bir görünüme sahiptir. Düden şelalesinde bir de mağara vardır. Mağara oyuklarından şelalenin arka taraftan nasıl bir gürültüyle aktığını izleyebilme fırsatı bulacak ve çok eğleneceksiniz.

Düden Şelalesi’nde piknik yerleri, restorantlar, kafeler bulabilir ve şelale kapısının önünde develerle fotograf çektirebilirsiniz. Yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olan bu doğa harikası şelaleyi beğenmemek mümkün değil. 

Döküldüğü yerde de kaynak bulunan Düden Şelalesinin denize döküldüğü yer ise, Lara yolu üzerindedir. Burası Antalya’ya 7 km uzaklıktadır. Düden Şelalesi, burada 40-50m yükseklikten Akdeniz sularına ulaşmaktadır. Buradaki Gençlik Parkından şelalenin denize varış sesini dinlerken huzur bulursunuz.

Alara Han

Alara Han
Alara Han; Alanya- Antalya karayolunda, Alanya’ya 15km uzaklıkta bulunmakta ve Alara Kalesi’ne yamacındadır. Alara Han’ı 1231′de Selçuklu Sultanı I.Alaaddin Keykubat tarafından, tamamen kesme taştan ve son derece sağlam bir şekilde yaptırılmıştır.
Alara Han girişinde yazıt ve iki aslan başı bulunmaktadır. Savunma önlemleri düşünülerek yapılmış olup, dikdörtgen bir kale niteliğindedir.

Alara Kalesi

Alara Kalesi
Alara Kalesi; Alanya’nın 37 kilometre batısında, Alara Han’ın 200m. kuzeyinde, Alara Çayı yatağı üzerindeki bir dağda kurulmuştur. Alara Kalesi’ne, Alara Çayı kenarındaki tünellerden, dik ve virajlı yollardan geçerek ulaşmak mümkün.
Alara Kalesi, Alanya’nın  fethinden  hemen  sonra,  1232′de Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır. Alara Kalesi, İpekyolu üzerinde bulunmakta; Alara Çayı kenarında handa mola veren kervanların güvenliğini, Alanya-Antalya  arasındaki  kara  ulaşımının güvenliğini sağlamak amacıyla yapılmıştır.
Alara Kalesi’nin farklı ve muhteşem bir görüntüsü vardır.  Alara Kalesi çinde kayalar oyularak, tüneller yapılmıştır. Kalıntılar ise; saray, cami, haman ve görevlilerin odalarıdır.
  

Hüsrev Paşa Cami

Hüsrev Paşa CamiHüsrev Paşa Cami, Van Kalesi’nin güneyinde eski Van kentinde bulunur. Hüsrev Paşa Cami kapısı üzerindeki kitabeye göre; 1567 yılında Van Beylerbeyi Koca Hüsrev Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapılan Hüsrev Paşa Cami, Hüsreviye ve Kurşunlu Cami olarak da anılmaktadır. Caminin kubbeleri kurşunla kaplı olduğu için, Kurşunlu cami denilmektedir.
Cami, türbe, medrese, okul, imaret, han ve hamamın bulunduğu külliyeden sadece cami ve minaresi onarılarak günümüze gelebilmiştir.

Toprakkale (Rusahinili)

Toprakkale; Van’ın 2 km kuzeydoğusunda, kayalıklar üzerindedir. Toprakkale, M.Ö.685-645 tarihleri arasında Urartu kralı ll.Rusa tarafından yaptırılmıştır. Rusahinili, Rusa’nın kurduğu şehir anlamına gelmektedir.
Toprakkale,M.Ö. 735 tarihinde Assur Kralı III.Tiglatpilaser’in seferinden sonra savunmayı kolaylaştırmak amacıyla kurulmuştur. Su ihtiyacını karşılamak amacıyla da, baraj kurulmuştur.
Toprakkale, topraktan yapıldığı için buraya toprakkale denilmiştir. Urartu devletinin merkezi olan bölgede kurulan kaleden geriye kale kalıntıları ve merdivenle inilen birde su sarnıcı kalmıştır. Yasal olmayan yollarla yurtdışına kaçırılan eserlerin birçoğu bugün Berlin’deki Vorderasiatische Museum ve Londra’daki British Museum’da bulunmaktadır.