... Balıkesir, çok yönlü özelliklere sahip olması ve coğrafi konumu sebebiyle, tarih boyunca
bir çok kavimlerin yerleşim bölgesi olmuştur.Bölgede bilinen yerleşim zamanı, Yortan
kazılarında ortaya çıkan bilgilere göre, M.Ö. 3200 yıllarına, ilk tunç çağına uzanır.İvrindi
çevresinde bulunan yerleşim yeri paleolitik çağdaş kalmadır.Havran bölgesinde yapılan
araştırmalar, bilinmeyen en eski çağlara ışık tutmaktadır.Bu devirden sonra, Marmara ve
Ege sahillerine yerleşen pelasg kolonileri ise M.Ö. 2000'lere dayanır. Homeros destanlarında anlatılan Troya savaşlarında, Troyalıların yanında Mysialılarında bölgede yerleşmesiyle bölge Mizya (Mysiat) diye anılmaya başladı.Fakat Mizyalılar burada bağımsız devlet kuramamış ardından bölgeyi, ülkelerini kıyılara kadar genişleten Hitiler ele geçirmişlerdir.(M.Ö. 1660)
Mysia Bölgesi Hititlerden sonra sırasıyla Friglerin, Lidyalıların, İranlıların, Büyük İskender'in, Bergama krallığının ve Romalıların egemenliği altına girmiştir.Helenistik çağda yörede pekçok şehir devleti kurulmuştur.Bunlardan bazıları günümüzde de antik isimlerini korumaktadır. Adremyteion (Edremit), Pendoramus (Bandırma), Ertekta (Erdek) gibi.Mysia'daki şehir
devletlerinin en önemlisi Kyzikos'tur.İlk çağlarda bütün bölge Perslerin istilasına uğramışsa da
akıllı politika ve yerinde tedbirlerle Kyzikos Roma çağına kadar bağımsız ve imtiyazlı olarak
önemini korumuştur.Bölge VII.yy'dan itibaren Müslümanlar tarafından tanınmaya
başlandı.İstanbul'u iki defa kuşatan İslam Orduları Mysia'dan geçtiler.1071 Malazgirt
zaferinden sonra Selçuklu Türkleri Anadolu'ya hakim olmaya başladılar.Batı Anadolu'da Bizans
karşısında olan Selçuklu uç beylerinden birçoğu bağımsız beylikler kurdular.Bunlardan Kalemşah
Beyin oğlu Karesi Bey'de Mysia ve dolaylarında Karesi Beyliğini kurarak Balıkesir'i kendisine
merkez yaptı.Kısa zamanda Kyzikos ve Biga dışında Çanakkale Boğazına kadar bütün bölgeyi
ele geçiren Karesi oğulları kurdukları donanma ile defalarca komşu beyliklerle birleşerek Trakya
ve adalara akınlar yapmışlardır.Daha sonra Osmanlıların egemenliğine giren Karesi, merkezi
Kütahya olan Anadolu beylerbeyliğine bağlı bir sancak merkezidir. Karesi sancağı, Marmara kıyılarına yakın yerlerde doğu taraftaki bir kısım topraklar hariç, hemen hemen şimdiki il topraklarını kapsamaktaydı.Karesi emirleri Osmanlı devleti emrinde çalışmalara başladıktan sonra Rumeli'nin sethinde önemli görevler üstlendiler.Osmanlı döneminde Balıkesir ve çevresi sakin bir hayat sürdü.1862'den itibaren konar-göçer Yörük aşiretleri zorla bölgede iskana geçirildi.1878 sonunda gelen muhacırlar bölgede yeni köyler kurdular.İzmir'in işgalinin hemen ertesi 16 Mayıs 1919'da Balıkesir'de toplanan Redd-i İlhak cemiyeti silahlı direniş kararı aldı. 28-29 Mayıs 1919'da Ayvalık'a asker çıkaran işgal kuvvetleri karşısında sivil
güçlerden oluşan bir ceple buldu.Kısa zamanda gelişen karşı hareketi sonucu
Akhisar, Ayvalık, İvrindi ceplerinde düşmanın önünde 13 ay direnildi.30
Haziran 1920'de işgal edilen Balıkesir 6 Eylül 1922'de kurtuldu.
Balıkesir Dolaylarında ilk defa adı geçen şehir Agiros (Achiraus) dur.Daha
sonra İmparator Hadrianus burada bir şato yaptırdı.Burası Paleo Kastro (Eski
Hisar) diye şöhret yaptı.Sonradan burada kurulan şehre, bu isimden bozma
olarak "Balıkesir" dendiği bir çok tarihçilerce kabul edilir. Bir söylentiye göre de bu havalinin "Balı-Kesir" denmiştir.Balıkesir adının, bölgeyi zapteden İranlı Devlet adamlarından Balı-Kisra'nın adından geldiğini veya Polikayseros'dan bozma olduğunu söyleyenler de vardır.Bazı tarih ve coğrafya kitaplarında Balıkesir'in yerinde "Balak Hisar" veya "Balık Hisar" yazılır.Türklerin Orta Asya'nın bir hatırası olarak, burada kurulan şehre Balık Hisar (Hisar Şehri) demiş olmaları akla gelebilir.Fakat bunu ispat etmek mümkün değildir.
a... Balıkesir ilinin büyük bir kısmı Güney Marmara'da yer almakla birlikte, hem
Marmara hem de Ege Böl-gesi'nde toprakları bulunmaktadır. Doğuda Bursa,
Kütahya, güneyde İzmir, Manisa; batıda Ege Denizi, Çanakkale ve kuzeyde
Marmara Denizi ile çevrilidir. Yüzölçümü 14 292 km2 olup, kent merkezinin rakımı
139 metre'dir. İl arazisinin % 45'i (640 335 hektar) orman, % 8'i (112 292
hektar) mera, % 33'ü (471 165 hektar) tarım arazisidir. Sulanan arazi 83 582
hektardır. Balıkesir İli, Anadolu Yarımadası'nın kuzeybatısında ve önemli bîr bölümü Marmara coğrafi bölgesinin, Güney Marmara bölümünün, Karesi yöresinde; diğer küçük bîr bölümü İse, Ege coğrafi bölgesindeki Asıl Ege bölümünün Kuzey Ege kesiminde yer alır. Ege Denizi'ndeki kıyıların uzunluğu 115.5 km (Ayvalık: 54 km, Gömeç: 17.5 km, Burhaniye: 12 km, Edremit: 32 km); Marmara denizindeki kıyı uzunluğu ise 175.25 km (Gönen: 8 km, Erdek: 34.75 km, Marmara: 72.5 km, Bandırma: 60 km) dir. İlin izdüşüm yüzölçümü 14456 km2, olup 39a 06 ' ve 40° 39' kuzey enlemleri ile, 26° 39' ve 28° 58' doğu boylamları arasında yer almaktadır. Balıkesir ili 18 ilçe ve merkeze bağlı 3 beldeden oluşmuştur. Bu ilçeler; Merkez ilçesi (1466 km2), Savaştepe (425 km2), Sındırgı (1.433 km2), Bigadiç (1.007 km2), Dursunbey (1.906 km2), Kepsut (894 km2), Susurluk (601 km2), Bandırma (599 km2), Erdek (260 km2), Manyas (589 km2), Balya (952 km2), İvrindi (751 km2), Havran (559 km2), Edremit (708km2), Burhaniye (426 km2), Gümeç, (181 km2) ile Ayvalık (266 km2), Marmara (117 km2) dır. Ayrıca Merkez İlçeye bağlı Kocaavşar, Pamukçu ve Şamlı beldeleri bulunmaktadır. Marmara İlçesi sınırları içinde; Marmara, Türkeli (Avsa), Ekinlik ve Paşalimanı adaları;
Ayvalık İlçesi sınırları içinde de Alîbey (Cunda), Hasır, Küçük ve Büyük Maden adaları yer
alır. Ayrıca Ayvalık'taki Şeytan Sofrası ve Erdek ilçesi sınırlarındaki Kapıdağ Adası çiftli
tombolo ile karaya bağlanarak birer yarımadaya dönüşürken, Alibey ve Patrik adaları da
tombolo ile birleşerek bugün Alibey adası olarak anılan önemli bir doğa güzelliğidir.Balıkesir
İli genellikle tepelerin hakim olduğu bir alan niteliği taşımakla birlikte yer yer 1 800 metreyi
bulan dağların yer aldığı görülür. Örneğin ilin güneydoğusundaki Alaçam 1 652 m, Ulus l
769 m, batısındaki Kaz dağlarının il sınırları içinde kalan bölümündeki Karataş tepesi 1774
metredir. Ovaların başlıcaları ise Sındırgı, Bigadiç, Balıkesir, Manyas, Gönen ve Edremit
ovalarıdır. Bu ovaların denizden yükseklikleri 1 O - 220 m arasında olup, hepsi birer
çukurova niteliğindedir. Anadolu Yarımadası'nın bütünüyle Alp dağ olusumunun (orejenezinin) etkisinde geliştiği düşünülecek olursa, bu yarımadanın kuzeybatısında yer alan Balıkesir İli de Alp orojenezi ile oluşmaya başlamış ve Alp dağ oluşumu sonrası olaylarla bugünkü görüntüsünü kazanmıştır. Saha genel hatları ile engebeli hır topografya özelliğini göstermektedir Yer yer 200ü m'ye ulaşan dağlar bulunmaktadır. Balıkesir ili sınırları İçinde plato özelliğini gösteren aşınım yüzeyleri geniş bir yer tutar. Dağlık ve platoluk alanlar akarsular tarafından derin vadilerle yarılmıştır. Ayrıca sahada özellikle çöküntü alanlarında gelişen ovalar önemli yer kaplar. Anadolu Yarımadasının kuzeybatısında yer alan Balıkesir İli'nin bulunduğu alanın,
günümüzden yaklaşık 225 milyon yıl önce (Perm) tortulanmış kireçtaşı formasyonlarından
anlaşıldığına göre; o dönemde denizel ortam halinde olduğu söylenebilir. Menderes,
Uludağ ve Kaz Dağı kütlelerinin (masiflerinin) arasında kalan bu derin denizel ortamda
ikinci jeolojik zaman (Mesozoyik) süresinde şist, radyolarit, kumtaşları ve kireçtaşlan
birikmiştir. Ancak bu malzemenin üstüne ayrıca bu zamanın sonuna doğru Alt Kretase
yaşlı deniz gibi volkanik püskürtme ürünleri olan ofiyolitlerin yerleştiği söylenebilir.
Dördüncü zamanda ise tektonik, volkanîz-ma ve tortulanma hareketleri sahanın ana
iskeletini oluşturmuştur.
Balıkesir İli'nde dağılış gösteren zonal topraklar, 4 ayrı grup olarak kendini
göstermektedir. Bunlardan kireçsîz kahverengi orman toprakları, en geniş yayılıma sahip
topraklardır. Mctamorfik şist, melanjlı seri, granit ve granodiyonil ile volkanik ka-yaçlar
üzerinde, nispeten yüksekçe kısımlarda karşılaşılan bu topraklar, çoğu kez yoğun bir
orman örtüsüyle de kaplıdırlar Kireçsiz kahverengi topraklar Balıkesir ili dahilinde daha çok
bitki örtüsünün tahrip edildiği ve kireçtaşı içermeyen sahalarda izlenebilen topraklardır. Genelde yarı nemli iklim koşulları altında mikaşist, gnays, fillat ve kristalize kireçtaşı gibi anakayalar üzerinde gelişen topraklar kahverengi orman topraklarıdır. Bunlar Edremit Körfezi ile Dursunbey çevresinde görülmektedirler. Kırmızımsı kahverengi Akdeniz topraklan, Akdeniz iklim koşullarının meydana getirdiği peyzaj özelliklerini karakterize eden maki, garig ve kızılcam vejetasyonunun yayılma alanı içerisinde genellikle, kalker ve kalkerli anakayalar üzerinde gelişmiştir. Bu belli başlı toprak tiplerinin dışında Balıkesir İli'nde dar ilanlarda taşlık, kayalık ve kumluk alanlar ile taban suyu seviyesinin yüzeye çok yakın olduğu yerlerde hidromorfik alüvyal topraklar, lagü- ner karakterli ortamlarda da sahil bataklıkları gelişmiş durumdadır.
Bütün iklim elemanlarında olduğu gibi sıcaklık faktörü de alınan güneş enerjisinin durumuna bağlı olarak şekillenmekledir. Balıkesir İli'nde güneş ışınlan en düşük açı ile 22 Aralık tarihinde 26° - 16' ile Bandırma'ya gelmektedir; en yüksek açı İle 21 Haziran tarihinde 74° 08' ile Ayvalık istasyonuna gelmektedir. . İlk olarak İngiliz araştırmacı Wiliam John Thoms tarafından 1846 yılında ortaya atılan ve dilimizde halkıyat, halkbilgisi, hikmet-i avam, halkbilimi gibi çeşitli terimlerle karşılanmaya
çalışılan folklor, genel anlamda halkın geleneğe bağlı maddi ve manevi kültlrünü konu
almaktadır.Halkın gelenek, görenek, inanış, masal, efsane, atasözü, deyim gibi manevi ve
sözlü değerlerinin yanı sıra giyim, mutfak, halk sanatları, mimari, dans, müzik, oyun,
eğlence ve törenler folklorun ilgi alanı içerisine girmektedir.Ülkemizde Ziya Gökalp'in Halka
Doğru dergisinde 23 Temmuz 1913'te yayımladığı "Halk Medeniyeti I Başlangıç" başlıklı
yazısına kadar bilimsel anlamda bir folklor anlayışından bahsetmek zordur.Ancak tabii ki,
bütün edebiyat ve dil Yâdigârlarımızda folklorumuzun izlerine rastlamaktayız.Orhun
anıtları, Kutadgu Bilig, Divânü Lûgat!it-Türk, Dede Korkut Kitabı, Evliya Çelebi
Seyahatnâmesi ve daha pek çok eser Türk folkloru açısından çok önemli malzemeler
taşımaktadır.Ancak Türkiye'de folklorun bir bilim dalı olarak bilinmesi 1913'ten sonra Ziya
Gökalp, M.Fuad Köprülü, Rıza Tevfik gibi araştırmacılar sayesinde olmuştur.Folklor
derneklerinin ve dergilerinin kuruluşu, derleme gezilerinin başlaması ve daha sonra
üniversitelerimizin konuya el atışıyla bugüne gelinmiştir. Şehrimiz Balıkesir de bu faaliyetlerden lâyıkıyla nasibini almış ender illerimizden biridir.Çünkü folklor derlemeleri sırasında ilimiz ihmal edilmemiş, Balıkesir folkloru o günlerin şartları içerisinde önemli ölçüde derlenmiştir.1926'dan itibaren çıkmaya başlayan Türk Dili gazetesiyle 1929'da yayın hayatına atılan Gençleryolu dergilerinde folklorla ilgili derleme ve inceleme yazıları yayımlanmaktaydı.Gençleryolu dergisinin 1932'de kapanmasıyla ortaya çıkan boşluk, Şubat 1933'te yayına başlayan Kaynak dergisi tarafından doldurulmuştur.Kaynak dergisi tarafından doldurulmuştur.Kaynak, Balıkesir Halkevi tarafından 168 sayı olarak çıkarılmıştır. EFSANELER : Halk anlatmaları arasında inandırıcılıkları, belirli bir şahıs ve mekâna bağlı
oluşları gibi özellikleriyle efsaneler önemli bir yer İşgal ederler. Farsça "Fesane"
kelimesinden gelen efsane kavramı, pek çok bilimsel eserde tanımlandığı gibi kısa, nesir ve
inandırıcı anlatmalardır. Dinî şahıslar, olaylar ve yerlerle ilgili olarak anlatılanlara "Menkabe"
dendiği de bilinmektedir. Ayrıca canlı ve cansız bazı varlıkların teşekkülünü izah eden, yer
adlarına açıklama getiren, taş kesilmeleri konu alan çeşitli efsaneler de halk arasında
heyecanla anlatılmaktadır. Ülkemizde efsanelerle ilgili olarak bilimsel ve metin neşri olmak
üzere pek çok eser yayımlanmıştır. Mehmet Önder, Mustafa Necati Sepetçioğlu, Saim
Sakaoğlu, Ali Berat Alptekin gibi pek çok araştırıcı efsanelerle ilgili eserler vermiştir.
Balıkesirimizin efsaneleri ise ya halkımızın hafızasında unutulmaya yüz tutmuş, ya da bir
zamanlar çıkmış olan Kaynak gibi dergi ve gazetelerin tozlu sayfalarında kalmıştır. Bunlardan
birkaçını örneklemek en azından bir kadirbilirlik olacaktır. TÜRKÜLER Balıkesir ve çevresinde geçmişte söylenmiş, derlenip TRT repertuarına geçmiş veya halen söylenegelen pek çok türkü vardır. Kemal Özer'in 1948 yılında yayımladığı Balıkesir Yörük ve Çetmi Türküleri ile İsmail Hakkı Akay'ın Balıkesir Halkiyatı C. l gibi çok değerli çalışmalarını bunlar arasında sayabiliriz. Bu türkülerden eskilerde kalmış birkaç tanesini örneklemek İstiyoruz: Atina Türküsü: HikmetTurhan Dağlıoğlu'nun 1932 yılında Dursun-bey'de derlediği bir türkünün bazı dörtlükleri İle türkünün hikâyesi şöyledir: "İstiklal Savaşı sırasında Yunan komutanı gelin giden bir kızı zorla alır ve evlenir. Çocukları olur. Bu sırada Türk ordusu İzmir'e doğru ilerlerken Yunan komutanı kadını da alarak Atina'ya kaçar. Kadın, yedi yıl Atina'da yaşadıktan sonra Ahmet Bey isminde bir Türk'ün yardımıyla kaçar ve eski nişanlısına döner. Bu kaçış sırasında Yunan komutandan olan çocuklarını da denize atmıştır.
Türkünün önemli birkaç hanesi şöyledir:
Atina da köşeli, İçi mermer döşeli
Tam yedi yıl oldu Ben Yunan'a düşeli
Turnam turnam Ben Atina'da durmam
Atina'nın urganı Telli olur yorganı
Üç çocuğu sorarsan Balıkların kurbanı
Turnam turnam Ben Atina'da durmam
Çete Türküsü: Çeteler, yani efeler... Onlar Kurtuluş Savaşımızın kahramanlarıdır. Ülkenin
karanlık günlerinde Atatürk'ün işaretiyle harekete geçmişler, vatan savunmasına
koşmuşlardır. Türküde adı geçen Kurban adlı çete, Çağışlıdır. Bu nahiyenin Çömlekçi Köyü
ile Değirmenli Köyü arasında Yunan askerleriyle meydana gelen bir çatışmada şehit
düşmüştür. Onların hikâyesini anlatan bir türkünün sözleri şöyledir. Türkü mahallî ağız
özellikleri korunarak alınmıştır.
Zabalan gaktım güneş parlıyo
Oturmuş çetele tüfek yağlıyo
Yunan esgerleri yaman ağlıyo
Dini bi oğruna ölen çetele
Atımı bağladım delikli daşa
On İki gaymakam bi Kemal Paşa
Yaşa, Kemal Paşa, şanınla yaşa
Yunanı dağıttın dağ ile daşa
Atıma binerken fişeğim düştü
Yunan esgerleri peşime düştü
Arkadaşım Gurban ah şehit düştü
Yunan ağzındaki galan çetele
Zabalan gaktım çivteme baktım
Ağlıya ağlıya goluma daktım
Ana ben bu canı vatana sattım
Dini bi oğruna ölen çetele MANÎLER:
ilimiz ve civarında özellikle kadınlar arasında iş sırasında, eğlencelerde veya çeşitli vesilelerle maniler söylenmektedir. Mısır ve buğday tarlalarında hem işi kolaylaştırma, hem vakit geçirme, hern de eğlence için özel bir nağmeyle söylenen bu manilerde, Balıkesir köy gençliğinin benliği sezilir. Köylerimizin velveleden uzak sakin ve ıssız muhitlerinde, yeşil dağlarla billur gibi sular akan yemyeşil vadilerinde, genç kızlarımızın ince ve yanık sesleriyle söyledikleri maniler yürek delecek kadar hazindir. Kadınlarımızın, genç kızlarımızın duygu dünyasına ait önemli ipuçları veren bu manilerden bazı örnekler aşağıdadır:
Yemenimin uçları
Çıkamam yokuşları
Selâm edin yârime
Yedi dağlar kuşları
Kasaturam çelikten
Nam almışım felekten
Türk askeri korkar mı ?
Vatan için ölmekten?
Kazan kaynar taşmaz mı?
Gün gedikten aşmaz mı?
Sen kayırma sevgilim
Ayrılan kavuşmaz mı?
Balıkesir turizmi... İlimiz Ankara ve istanbul'u İzmir'e bağlayan karayolu üzerinde bir transit
merkezi durumundadır. Bursa-Ankara-İstanbul, İzmir ve Çanakkale illerine
düzgün asfalt yollarla bağlıdır. Ayrıca İstanbul üzerinden feribot ve deniz
otobüsü ile ulaşılabildiği gibi, Körfez Havaalanı ve Balıkesir Havaalanının
hizmete girmesiyle İstanbul havayolu bağlantısı da bulunmaktadır.
Marmara ve Ege Denizi'ne kıyıları olması nedeniyle ilimiz zengin bir
potansiyele sahiptir. Ege kıyılarında ( Alibey Adası, Sarımsaklı) - Burhaniye
(Ören) - Edremit ( Akçay, Altınoluk ), Marmara kıyılarında ise Gönen
(Denizkent), Bandırma , Erdek ve Marmara (Avşa, Türkeli) turizme hareketlilik
kazandıran yörelerdir. Ayrıca, kaplıcalar, Kuşcenneti Milli Parkı, Kaz Dağları ve Kapıdağ bölgemiz turizmine çeşitlilik kazandırmaktadır. ilimizde turizm işletmesi belgeli 74 tesiste 8450 yatak, henüz inşaatı devam eden ve önümüzdeki yıllarda faaliyete geçecek olan 36 Turizm Yatırım Begeli tesiste İse 5.585 yatak kapasitesi bulunmaktadır. 28 adet Kamu Kampı'ndaki 8742 yatak ile Belediye Belgeli konaklama tesislerindeki 22721 yatak kapasitesi de dikkate alındığında loplam 45298 yatak bulunduğu söylenebilir. Belgeli Yatak kapasitemiz ülke genelinin % 2.5' i, ilimize gelen turist sayısı ise % 2' si oranındadır. İlimizde 40 adet Turizm Seyahat Acentası faaliyetlerini sürdürmektedir. TERMAL TURİZM (KAPLICALAR) : Balıkesir ili termal kaynak bakımından dünyanın
radyoaktivite oranı en yüksek şifalı sularına sahiptir. PAMUKÇU KAPLICALARI: Balıkesir'e
10 km İzmir karayoluna ise 3 km uzaklıktadır. Kimyasal değerlendirmelere göre su sülfat
klorürlü bir nitelik taşımaktadır. Kışın 50-55 °C olan su sıcaklığı yaz aylarında artmaktadır.
Cilt hastalıklarına, İçildiğinde mide rahatsızlıklarına, romatizmal hastalıklara, kadın
hastalıklarına, üst solunum yollarının kateral rahatsızlıklarına iyi gelmektedir. Pamukçu
kaplıcalarında 60 odalı bir tesis bulunmakta ve Pamukçu Belediye Başkanlığı tarafından
işletilmektedir.
BALPAŞ TERMAL TESİSLERİ: Balıkesir'e 10 km uzaklıkta, İzmir karayoluna 500 m
uzaklıktadır. İnşaatı devam etmekte olan tesis, 3 yıldızlı Turizm Yatırımı Belgesi' ne sahip
olup 193 yatak kapasitelidir. İnşaatı tamamlandığında otelin banyolarında termal su ve
özel havalandırma sistemi, Kür merkezinde ise özel banyoları, fizik tedavi birimleri, sualtı
masajları, Türk hamamı, jimnastik salonu, çamur kürü, doktor ve hemşire odaları ile
laboratuvarları bulunacaktır. Su, Pamukçu Kaplıca suyu özelliklerini taşıdığından aynı
hastalıkların tedavisinde kullanılabilecektir. GÖNEN KAPLICALARI: Gönen ilçesindeki kaplıcanın çok eski bir tarihi vardır. Kaplıca Mısırlılar, Romalılar ve Bizanslılar zamanında işletilmiştir. Yörede yapılan kazılarda çıkarılan termalizmle ilgili tarihi eserler Gönen Acık Hava Müzesi'nde bulunmaktadır. Doğa kaplıca sularına 275 metre derinlikte kaptaj yapmış, atmosfer sularından ayırmıştır. Bu nedenle kaplıca suyu dünyada çok az rastlanır bir biçimde saf, temiz ve özelliklerini yitirmeden kalmıştır. Suyun sıcaklığı 73°C olup, hem banyo hem de İçilmek suretiyle yararlanılmaktadır. Su buharının solunması müzmin üst ve alt solunum yolları iltihaplarının, mineralli suyun içilmesi, mide ve 12 parmak ülseri, hazımsızlık, safra kesesi tembelliği, kalın bağırsak spazmlarının; banyo uygulamaları her çeşit romatizma, kireçlenme, ruhsal sıkıntılara bağlı ağrı ve huzursuzlukların, kadın hastalıklarının tedavisinde, karın ameliyatları veya ortopedik ameliyat sonrası nekahat dönemlerinde yararlı olmakladır. GÖNEN DAĞ ILICASI (EKŞİDERE GENÇLİK İÇMESİ) : Ekşidere Gençlik
İçmesi Gönen ilçesine 13 km uzaklıktaki dağ ılıcasının 100 m İlerisindedir.
Gençlik suyu sülfat klorürlü,sodyum kalsiyum ve oligometeliktir.Suyun içinde
en fazla radyoaktif olması gençlik suyu denmesine sebep olmuştur.Ilıcada
banyo yapılmakla beraber içme suyu olarak da kullanılmaktadır.Dağ ılıcası 220
yatak kapasitelidir.EDREMİT-GÜRE KAPLICASI: Edremit ilçesine bağlı Güre
Beldesi sınırları İçierisindedir.Kaplıca mahallinin denizden yüksekliği 3 m olup
denizden uzaklığı 300 m civarındadır.Edremit'e 1 2 km.Akçay'a ise 3 km
uzaklıktaki kaplıca sağlık ve dinlenme yeridir.Kaplıcanın orijinal bölümlerinde
ilkçağ Roma hamamı özelliklerini taşıdığı görülmektedir.Suyun sıcaklığı 64 °C
olup,romatizma,kadın hastalıkları,cilt hastalıkları,guatr,kireçlenme,sedef,
böbrek taşı ve kumları ile karaciğer hastalıklarına iyi gelmektedir.Afrodit
Termal Tesisleri 85 yatak kapasiteli olup kara ve hava yolu ile ulaşım
sağlanmaktadır. EDREMİT- DERMAN KAPLICASI: Edremit ilçesine 3.5 km uzaklıkta olan kaplıca tesisinde 21 adet küvetli odada banyo imkanı mevcuttur. Kaplıca suyu çeşitli kadın hastalıklarına, romatizmaya ve içilmek suretiyle böbrek taşı rahatsızlıklarına iyi gelmekledir. BALYA-ILICA KAPLICASI : Balıkesir Bandırma yolunun 13. km' sinden Şamlı'ya ayrılan yola 22 km uzaklıktadır.Yörede bulunan Turizm Bakanlığından Turizm İşletme Belgeli Turistik Şifa Otel 120 yatak kapasiteli olup kaplıca suyu romatizma, siyatik, kireçlenme ve bazı cilt hastalıklarına iyi gelmektedir. BİGADİÇ- HİSARKÖY KAPLICASI : Hisarköy Termal Tesisleri Bigadiç ilçesinin 18 km doğusunda yemyeşil bir doğa içinde bulunmakla olup 48 yatak kapasitelidir. Kaynak sularının sıcaklığı 50-95 °C arasında değişiklik göstermektedir. Kaplıca suyu romatizma, kireçlenme, siyatik, egzama, kadın hastalıkları ve böbrek hastalıkları başta olmak üzere bir çok rahatsızlıklar üzerinde olumlu etkiler yaratmaktadır. SINDIRGI- HİSARALAN KAPLICASI : Kaplıca Sındırgı İlçesine 20 km., Sındırgı
Simav asfaltına 500 m uzaklıktadır. Su sodyumbikarbonatlı maden suyudur.
Kaynaktan 104 °C ile çıkmaktadır, Romatizma, nevroloji, nevrit ve kadın
hastalıklarına İyi gelmektedir. Hisaralan kaplıcası ile çevresindeki pansiyonlarda
konaklama imkanı bulunmaktadır. SINDIRGI-EMENDERE KAPLICASI: Sındırgı
ilçesine 8 km uzaklıktaki Ilıca Köyü'ndedir. Suyun sıcaklığı 36°C'dir. 91.6 eman
radyoaktivite tespit edilmiştir. Gut hastalarına , böbrek taşlarına, cilt ve mide
hastalıklarına İyi gelmektedir. Kaplıcada banyo imkanı mevcuttur.
SUSURLUK-ACI MADENSUYU: Susurluk ilçesine 1ü km mesafede Dereköy
hudutları içindedir. Su, 18 °C sıcaklığında olup içilmek suretiyle mide, bağırsak
hastalıklarına ve hazımsızlığa iyi gelmektedir.Balıkesirde ulaşım... HAVAYOLU ULAŞIMI 28 Haziran 1997 tarihinde hizmete açılan Körfez
Havaalanı 725 000 metrekare yüzölçümüne sahiptir. Mevcut pisti 2 080 m x 30
m boyutundandır. 1997 yılının ikinci 6 aylık döneminde meydana 630 iniş-kalkış
gerçekleştirmiştir. 2 160 kişi havaalanından faydalanmıştır. 1 Ocak 1998 - 1
Kasım 1998 tarihleri arasında uçak trafiği 2 004 yolcu trafiği 11 004 kişidir. ALTYAPI HİZMETLERİ ilimizde elektriksiz ve telefonu olmayan köy bulunmamaktadır. ilimiz sınırları içinde Devlet Yolu uzunluğu 639 km, İl yolu uzunluğu 586 km.dir. Toplam köy yolu ağı 5 636 kilometredir. Halihazırda 413 köy, 15 mahalle olmak üzere 428 üniteye toplam 1 809 km asfalt yol ile, 389 köy, 183 mahalle olmak üzere 572 üniteye 2 702 km stablize yol ile, 22 mahalle olmak üzere 409 km tesviye yol, 3 üniteye 716 km hamyol ile ulaşım sağlanmaktadır. . 856 köy, 154 mahalle olmak üzere 1 010 ünitenin içme suyu yeterli 18 köy,
21 mahalle olmak üzere 39 ünitenin içme suyu yetersizdir. 53 mahalle
susuzdur. 66 köy, 12 mahalle hizmet dışıdır. 782 köy, 58 mahalle olmak üzere
840 ünite şebekeli sistemdir. Köylerimize kanalizasyon yapımına önem
verilmektedir. Kanalizasyonu olan köy sayısı 320'dir. 261 ünitede kanalizasyon
yapımı devam etmekte, 127 ünite ise etüd proje aşamasındadır
bir çok kavimlerin yerleşim bölgesi olmuştur.Bölgede bilinen yerleşim zamanı, Yortan
kazılarında ortaya çıkan bilgilere göre, M.Ö. 3200 yıllarına, ilk tunç çağına uzanır.İvrindi
çevresinde bulunan yerleşim yeri paleolitik çağdaş kalmadır.Havran bölgesinde yapılan
araştırmalar, bilinmeyen en eski çağlara ışık tutmaktadır.Bu devirden sonra, Marmara ve
Ege sahillerine yerleşen pelasg kolonileri ise M.Ö. 2000'lere dayanır. Homeros destanlarında anlatılan Troya savaşlarında, Troyalıların yanında Mysialılarında bölgede yerleşmesiyle bölge Mizya (Mysiat) diye anılmaya başladı.Fakat Mizyalılar burada bağımsız devlet kuramamış ardından bölgeyi, ülkelerini kıyılara kadar genişleten Hitiler ele geçirmişlerdir.(M.Ö. 1660)
Mysia Bölgesi Hititlerden sonra sırasıyla Friglerin, Lidyalıların, İranlıların, Büyük İskender'in, Bergama krallığının ve Romalıların egemenliği altına girmiştir.Helenistik çağda yörede pekçok şehir devleti kurulmuştur.Bunlardan bazıları günümüzde de antik isimlerini korumaktadır. Adremyteion (Edremit), Pendoramus (Bandırma), Ertekta (Erdek) gibi.Mysia'daki şehir
devletlerinin en önemlisi Kyzikos'tur.İlk çağlarda bütün bölge Perslerin istilasına uğramışsa da
akıllı politika ve yerinde tedbirlerle Kyzikos Roma çağına kadar bağımsız ve imtiyazlı olarak
önemini korumuştur.Bölge VII.yy'dan itibaren Müslümanlar tarafından tanınmaya
başlandı.İstanbul'u iki defa kuşatan İslam Orduları Mysia'dan geçtiler.1071 Malazgirt
zaferinden sonra Selçuklu Türkleri Anadolu'ya hakim olmaya başladılar.Batı Anadolu'da Bizans
karşısında olan Selçuklu uç beylerinden birçoğu bağımsız beylikler kurdular.Bunlardan Kalemşah
Beyin oğlu Karesi Bey'de Mysia ve dolaylarında Karesi Beyliğini kurarak Balıkesir'i kendisine
merkez yaptı.Kısa zamanda Kyzikos ve Biga dışında Çanakkale Boğazına kadar bütün bölgeyi
ele geçiren Karesi oğulları kurdukları donanma ile defalarca komşu beyliklerle birleşerek Trakya
ve adalara akınlar yapmışlardır.Daha sonra Osmanlıların egemenliğine giren Karesi, merkezi
Kütahya olan Anadolu beylerbeyliğine bağlı bir sancak merkezidir. Karesi sancağı, Marmara kıyılarına yakın yerlerde doğu taraftaki bir kısım topraklar hariç, hemen hemen şimdiki il topraklarını kapsamaktaydı.Karesi emirleri Osmanlı devleti emrinde çalışmalara başladıktan sonra Rumeli'nin sethinde önemli görevler üstlendiler.Osmanlı döneminde Balıkesir ve çevresi sakin bir hayat sürdü.1862'den itibaren konar-göçer Yörük aşiretleri zorla bölgede iskana geçirildi.1878 sonunda gelen muhacırlar bölgede yeni köyler kurdular.İzmir'in işgalinin hemen ertesi 16 Mayıs 1919'da Balıkesir'de toplanan Redd-i İlhak cemiyeti silahlı direniş kararı aldı. 28-29 Mayıs 1919'da Ayvalık'a asker çıkaran işgal kuvvetleri karşısında sivil
güçlerden oluşan bir ceple buldu.Kısa zamanda gelişen karşı hareketi sonucu
Akhisar, Ayvalık, İvrindi ceplerinde düşmanın önünde 13 ay direnildi.30
Haziran 1920'de işgal edilen Balıkesir 6 Eylül 1922'de kurtuldu.
Balıkesir Dolaylarında ilk defa adı geçen şehir Agiros (Achiraus) dur.Daha
sonra İmparator Hadrianus burada bir şato yaptırdı.Burası Paleo Kastro (Eski
Hisar) diye şöhret yaptı.Sonradan burada kurulan şehre, bu isimden bozma
olarak "Balıkesir" dendiği bir çok tarihçilerce kabul edilir. Bir söylentiye göre de bu havalinin "Balı-Kesir" denmiştir.Balıkesir adının, bölgeyi zapteden İranlı Devlet adamlarından Balı-Kisra'nın adından geldiğini veya Polikayseros'dan bozma olduğunu söyleyenler de vardır.Bazı tarih ve coğrafya kitaplarında Balıkesir'in yerinde "Balak Hisar" veya "Balık Hisar" yazılır.Türklerin Orta Asya'nın bir hatırası olarak, burada kurulan şehre Balık Hisar (Hisar Şehri) demiş olmaları akla gelebilir.Fakat bunu ispat etmek mümkün değildir.
a... Balıkesir ilinin büyük bir kısmı Güney Marmara'da yer almakla birlikte, hem
Marmara hem de Ege Böl-gesi'nde toprakları bulunmaktadır. Doğuda Bursa,
Kütahya, güneyde İzmir, Manisa; batıda Ege Denizi, Çanakkale ve kuzeyde
Marmara Denizi ile çevrilidir. Yüzölçümü 14 292 km2 olup, kent merkezinin rakımı
139 metre'dir. İl arazisinin % 45'i (640 335 hektar) orman, % 8'i (112 292
hektar) mera, % 33'ü (471 165 hektar) tarım arazisidir. Sulanan arazi 83 582
hektardır. Balıkesir İli, Anadolu Yarımadası'nın kuzeybatısında ve önemli bîr bölümü Marmara coğrafi bölgesinin, Güney Marmara bölümünün, Karesi yöresinde; diğer küçük bîr bölümü İse, Ege coğrafi bölgesindeki Asıl Ege bölümünün Kuzey Ege kesiminde yer alır. Ege Denizi'ndeki kıyıların uzunluğu 115.5 km (Ayvalık: 54 km, Gömeç: 17.5 km, Burhaniye: 12 km, Edremit: 32 km); Marmara denizindeki kıyı uzunluğu ise 175.25 km (Gönen: 8 km, Erdek: 34.75 km, Marmara: 72.5 km, Bandırma: 60 km) dir. İlin izdüşüm yüzölçümü 14456 km2, olup 39a 06 ' ve 40° 39' kuzey enlemleri ile, 26° 39' ve 28° 58' doğu boylamları arasında yer almaktadır. Balıkesir ili 18 ilçe ve merkeze bağlı 3 beldeden oluşmuştur. Bu ilçeler; Merkez ilçesi (1466 km2), Savaştepe (425 km2), Sındırgı (1.433 km2), Bigadiç (1.007 km2), Dursunbey (1.906 km2), Kepsut (894 km2), Susurluk (601 km2), Bandırma (599 km2), Erdek (260 km2), Manyas (589 km2), Balya (952 km2), İvrindi (751 km2), Havran (559 km2), Edremit (708km2), Burhaniye (426 km2), Gümeç, (181 km2) ile Ayvalık (266 km2), Marmara (117 km2) dır. Ayrıca Merkez İlçeye bağlı Kocaavşar, Pamukçu ve Şamlı beldeleri bulunmaktadır. Marmara İlçesi sınırları içinde; Marmara, Türkeli (Avsa), Ekinlik ve Paşalimanı adaları;
Ayvalık İlçesi sınırları içinde de Alîbey (Cunda), Hasır, Küçük ve Büyük Maden adaları yer
alır. Ayrıca Ayvalık'taki Şeytan Sofrası ve Erdek ilçesi sınırlarındaki Kapıdağ Adası çiftli
tombolo ile karaya bağlanarak birer yarımadaya dönüşürken, Alibey ve Patrik adaları da
tombolo ile birleşerek bugün Alibey adası olarak anılan önemli bir doğa güzelliğidir.Balıkesir
İli genellikle tepelerin hakim olduğu bir alan niteliği taşımakla birlikte yer yer 1 800 metreyi
bulan dağların yer aldığı görülür. Örneğin ilin güneydoğusundaki Alaçam 1 652 m, Ulus l
769 m, batısındaki Kaz dağlarının il sınırları içinde kalan bölümündeki Karataş tepesi 1774
metredir. Ovaların başlıcaları ise Sındırgı, Bigadiç, Balıkesir, Manyas, Gönen ve Edremit
ovalarıdır. Bu ovaların denizden yükseklikleri 1 O - 220 m arasında olup, hepsi birer
çukurova niteliğindedir. Anadolu Yarımadası'nın bütünüyle Alp dağ olusumunun (orejenezinin) etkisinde geliştiği düşünülecek olursa, bu yarımadanın kuzeybatısında yer alan Balıkesir İli de Alp orojenezi ile oluşmaya başlamış ve Alp dağ oluşumu sonrası olaylarla bugünkü görüntüsünü kazanmıştır. Saha genel hatları ile engebeli hır topografya özelliğini göstermektedir Yer yer 200ü m'ye ulaşan dağlar bulunmaktadır. Balıkesir ili sınırları İçinde plato özelliğini gösteren aşınım yüzeyleri geniş bir yer tutar. Dağlık ve platoluk alanlar akarsular tarafından derin vadilerle yarılmıştır. Ayrıca sahada özellikle çöküntü alanlarında gelişen ovalar önemli yer kaplar. Anadolu Yarımadasının kuzeybatısında yer alan Balıkesir İli'nin bulunduğu alanın,
günümüzden yaklaşık 225 milyon yıl önce (Perm) tortulanmış kireçtaşı formasyonlarından
anlaşıldığına göre; o dönemde denizel ortam halinde olduğu söylenebilir. Menderes,
Uludağ ve Kaz Dağı kütlelerinin (masiflerinin) arasında kalan bu derin denizel ortamda
ikinci jeolojik zaman (Mesozoyik) süresinde şist, radyolarit, kumtaşları ve kireçtaşlan
birikmiştir. Ancak bu malzemenin üstüne ayrıca bu zamanın sonuna doğru Alt Kretase
yaşlı deniz gibi volkanik püskürtme ürünleri olan ofiyolitlerin yerleştiği söylenebilir.
Dördüncü zamanda ise tektonik, volkanîz-ma ve tortulanma hareketleri sahanın ana
iskeletini oluşturmuştur.
Balıkesir İli'nde dağılış gösteren zonal topraklar, 4 ayrı grup olarak kendini
göstermektedir. Bunlardan kireçsîz kahverengi orman toprakları, en geniş yayılıma sahip
topraklardır. Mctamorfik şist, melanjlı seri, granit ve granodiyonil ile volkanik ka-yaçlar
üzerinde, nispeten yüksekçe kısımlarda karşılaşılan bu topraklar, çoğu kez yoğun bir
orman örtüsüyle de kaplıdırlar Kireçsiz kahverengi topraklar Balıkesir ili dahilinde daha çok
bitki örtüsünün tahrip edildiği ve kireçtaşı içermeyen sahalarda izlenebilen topraklardır. Genelde yarı nemli iklim koşulları altında mikaşist, gnays, fillat ve kristalize kireçtaşı gibi anakayalar üzerinde gelişen topraklar kahverengi orman topraklarıdır. Bunlar Edremit Körfezi ile Dursunbey çevresinde görülmektedirler. Kırmızımsı kahverengi Akdeniz topraklan, Akdeniz iklim koşullarının meydana getirdiği peyzaj özelliklerini karakterize eden maki, garig ve kızılcam vejetasyonunun yayılma alanı içerisinde genellikle, kalker ve kalkerli anakayalar üzerinde gelişmiştir. Bu belli başlı toprak tiplerinin dışında Balıkesir İli'nde dar ilanlarda taşlık, kayalık ve kumluk alanlar ile taban suyu seviyesinin yüzeye çok yakın olduğu yerlerde hidromorfik alüvyal topraklar, lagü- ner karakterli ortamlarda da sahil bataklıkları gelişmiş durumdadır.
Bütün iklim elemanlarında olduğu gibi sıcaklık faktörü de alınan güneş enerjisinin durumuna bağlı olarak şekillenmekledir. Balıkesir İli'nde güneş ışınlan en düşük açı ile 22 Aralık tarihinde 26° - 16' ile Bandırma'ya gelmektedir; en yüksek açı İle 21 Haziran tarihinde 74° 08' ile Ayvalık istasyonuna gelmektedir. . İlk olarak İngiliz araştırmacı Wiliam John Thoms tarafından 1846 yılında ortaya atılan ve dilimizde halkıyat, halkbilgisi, hikmet-i avam, halkbilimi gibi çeşitli terimlerle karşılanmaya
çalışılan folklor, genel anlamda halkın geleneğe bağlı maddi ve manevi kültlrünü konu
almaktadır.Halkın gelenek, görenek, inanış, masal, efsane, atasözü, deyim gibi manevi ve
sözlü değerlerinin yanı sıra giyim, mutfak, halk sanatları, mimari, dans, müzik, oyun,
eğlence ve törenler folklorun ilgi alanı içerisine girmektedir.Ülkemizde Ziya Gökalp'in Halka
Doğru dergisinde 23 Temmuz 1913'te yayımladığı "Halk Medeniyeti I Başlangıç" başlıklı
yazısına kadar bilimsel anlamda bir folklor anlayışından bahsetmek zordur.Ancak tabii ki,
bütün edebiyat ve dil Yâdigârlarımızda folklorumuzun izlerine rastlamaktayız.Orhun
anıtları, Kutadgu Bilig, Divânü Lûgat!it-Türk, Dede Korkut Kitabı, Evliya Çelebi
Seyahatnâmesi ve daha pek çok eser Türk folkloru açısından çok önemli malzemeler
taşımaktadır.Ancak Türkiye'de folklorun bir bilim dalı olarak bilinmesi 1913'ten sonra Ziya
Gökalp, M.Fuad Köprülü, Rıza Tevfik gibi araştırmacılar sayesinde olmuştur.Folklor
derneklerinin ve dergilerinin kuruluşu, derleme gezilerinin başlaması ve daha sonra
üniversitelerimizin konuya el atışıyla bugüne gelinmiştir. Şehrimiz Balıkesir de bu faaliyetlerden lâyıkıyla nasibini almış ender illerimizden biridir.Çünkü folklor derlemeleri sırasında ilimiz ihmal edilmemiş, Balıkesir folkloru o günlerin şartları içerisinde önemli ölçüde derlenmiştir.1926'dan itibaren çıkmaya başlayan Türk Dili gazetesiyle 1929'da yayın hayatına atılan Gençleryolu dergilerinde folklorla ilgili derleme ve inceleme yazıları yayımlanmaktaydı.Gençleryolu dergisinin 1932'de kapanmasıyla ortaya çıkan boşluk, Şubat 1933'te yayına başlayan Kaynak dergisi tarafından doldurulmuştur.Kaynak dergisi tarafından doldurulmuştur.Kaynak, Balıkesir Halkevi tarafından 168 sayı olarak çıkarılmıştır. EFSANELER : Halk anlatmaları arasında inandırıcılıkları, belirli bir şahıs ve mekâna bağlı
oluşları gibi özellikleriyle efsaneler önemli bir yer İşgal ederler. Farsça "Fesane"
kelimesinden gelen efsane kavramı, pek çok bilimsel eserde tanımlandığı gibi kısa, nesir ve
inandırıcı anlatmalardır. Dinî şahıslar, olaylar ve yerlerle ilgili olarak anlatılanlara "Menkabe"
dendiği de bilinmektedir. Ayrıca canlı ve cansız bazı varlıkların teşekkülünü izah eden, yer
adlarına açıklama getiren, taş kesilmeleri konu alan çeşitli efsaneler de halk arasında
heyecanla anlatılmaktadır. Ülkemizde efsanelerle ilgili olarak bilimsel ve metin neşri olmak
üzere pek çok eser yayımlanmıştır. Mehmet Önder, Mustafa Necati Sepetçioğlu, Saim
Sakaoğlu, Ali Berat Alptekin gibi pek çok araştırıcı efsanelerle ilgili eserler vermiştir.
Balıkesirimizin efsaneleri ise ya halkımızın hafızasında unutulmaya yüz tutmuş, ya da bir
zamanlar çıkmış olan Kaynak gibi dergi ve gazetelerin tozlu sayfalarında kalmıştır. Bunlardan
birkaçını örneklemek en azından bir kadirbilirlik olacaktır. TÜRKÜLER Balıkesir ve çevresinde geçmişte söylenmiş, derlenip TRT repertuarına geçmiş veya halen söylenegelen pek çok türkü vardır. Kemal Özer'in 1948 yılında yayımladığı Balıkesir Yörük ve Çetmi Türküleri ile İsmail Hakkı Akay'ın Balıkesir Halkiyatı C. l gibi çok değerli çalışmalarını bunlar arasında sayabiliriz. Bu türkülerden eskilerde kalmış birkaç tanesini örneklemek İstiyoruz: Atina Türküsü: HikmetTurhan Dağlıoğlu'nun 1932 yılında Dursun-bey'de derlediği bir türkünün bazı dörtlükleri İle türkünün hikâyesi şöyledir: "İstiklal Savaşı sırasında Yunan komutanı gelin giden bir kızı zorla alır ve evlenir. Çocukları olur. Bu sırada Türk ordusu İzmir'e doğru ilerlerken Yunan komutanı kadını da alarak Atina'ya kaçar. Kadın, yedi yıl Atina'da yaşadıktan sonra Ahmet Bey isminde bir Türk'ün yardımıyla kaçar ve eski nişanlısına döner. Bu kaçış sırasında Yunan komutandan olan çocuklarını da denize atmıştır.
Türkünün önemli birkaç hanesi şöyledir:
Atina da köşeli, İçi mermer döşeli
Tam yedi yıl oldu Ben Yunan'a düşeli
Turnam turnam Ben Atina'da durmam
Atina'nın urganı Telli olur yorganı
Üç çocuğu sorarsan Balıkların kurbanı
Turnam turnam Ben Atina'da durmam
Çete Türküsü: Çeteler, yani efeler... Onlar Kurtuluş Savaşımızın kahramanlarıdır. Ülkenin
karanlık günlerinde Atatürk'ün işaretiyle harekete geçmişler, vatan savunmasına
koşmuşlardır. Türküde adı geçen Kurban adlı çete, Çağışlıdır. Bu nahiyenin Çömlekçi Köyü
ile Değirmenli Köyü arasında Yunan askerleriyle meydana gelen bir çatışmada şehit
düşmüştür. Onların hikâyesini anlatan bir türkünün sözleri şöyledir. Türkü mahallî ağız
özellikleri korunarak alınmıştır.
Zabalan gaktım güneş parlıyo
Oturmuş çetele tüfek yağlıyo
Yunan esgerleri yaman ağlıyo
Dini bi oğruna ölen çetele
Atımı bağladım delikli daşa
On İki gaymakam bi Kemal Paşa
Yaşa, Kemal Paşa, şanınla yaşa
Yunanı dağıttın dağ ile daşa
Atıma binerken fişeğim düştü
Yunan esgerleri peşime düştü
Arkadaşım Gurban ah şehit düştü
Yunan ağzındaki galan çetele
Zabalan gaktım çivteme baktım
Ağlıya ağlıya goluma daktım
Ana ben bu canı vatana sattım
Dini bi oğruna ölen çetele MANÎLER:
ilimiz ve civarında özellikle kadınlar arasında iş sırasında, eğlencelerde veya çeşitli vesilelerle maniler söylenmektedir. Mısır ve buğday tarlalarında hem işi kolaylaştırma, hem vakit geçirme, hern de eğlence için özel bir nağmeyle söylenen bu manilerde, Balıkesir köy gençliğinin benliği sezilir. Köylerimizin velveleden uzak sakin ve ıssız muhitlerinde, yeşil dağlarla billur gibi sular akan yemyeşil vadilerinde, genç kızlarımızın ince ve yanık sesleriyle söyledikleri maniler yürek delecek kadar hazindir. Kadınlarımızın, genç kızlarımızın duygu dünyasına ait önemli ipuçları veren bu manilerden bazı örnekler aşağıdadır:
Yemenimin uçları
Çıkamam yokuşları
Selâm edin yârime
Yedi dağlar kuşları
Kasaturam çelikten
Nam almışım felekten
Türk askeri korkar mı ?
Vatan için ölmekten?
Kazan kaynar taşmaz mı?
Gün gedikten aşmaz mı?
Sen kayırma sevgilim
Ayrılan kavuşmaz mı?
Balıkesir turizmi... İlimiz Ankara ve istanbul'u İzmir'e bağlayan karayolu üzerinde bir transit
merkezi durumundadır. Bursa-Ankara-İstanbul, İzmir ve Çanakkale illerine
düzgün asfalt yollarla bağlıdır. Ayrıca İstanbul üzerinden feribot ve deniz
otobüsü ile ulaşılabildiği gibi, Körfez Havaalanı ve Balıkesir Havaalanının
hizmete girmesiyle İstanbul havayolu bağlantısı da bulunmaktadır.
Marmara ve Ege Denizi'ne kıyıları olması nedeniyle ilimiz zengin bir
potansiyele sahiptir. Ege kıyılarında ( Alibey Adası, Sarımsaklı) - Burhaniye
(Ören) - Edremit ( Akçay, Altınoluk ), Marmara kıyılarında ise Gönen
(Denizkent), Bandırma , Erdek ve Marmara (Avşa, Türkeli) turizme hareketlilik
kazandıran yörelerdir. Ayrıca, kaplıcalar, Kuşcenneti Milli Parkı, Kaz Dağları ve Kapıdağ bölgemiz turizmine çeşitlilik kazandırmaktadır. ilimizde turizm işletmesi belgeli 74 tesiste 8450 yatak, henüz inşaatı devam eden ve önümüzdeki yıllarda faaliyete geçecek olan 36 Turizm Yatırım Begeli tesiste İse 5.585 yatak kapasitesi bulunmaktadır. 28 adet Kamu Kampı'ndaki 8742 yatak ile Belediye Belgeli konaklama tesislerindeki 22721 yatak kapasitesi de dikkate alındığında loplam 45298 yatak bulunduğu söylenebilir. Belgeli Yatak kapasitemiz ülke genelinin % 2.5' i, ilimize gelen turist sayısı ise % 2' si oranındadır. İlimizde 40 adet Turizm Seyahat Acentası faaliyetlerini sürdürmektedir. TERMAL TURİZM (KAPLICALAR) : Balıkesir ili termal kaynak bakımından dünyanın
radyoaktivite oranı en yüksek şifalı sularına sahiptir. PAMUKÇU KAPLICALARI: Balıkesir'e
10 km İzmir karayoluna ise 3 km uzaklıktadır. Kimyasal değerlendirmelere göre su sülfat
klorürlü bir nitelik taşımaktadır. Kışın 50-55 °C olan su sıcaklığı yaz aylarında artmaktadır.
Cilt hastalıklarına, İçildiğinde mide rahatsızlıklarına, romatizmal hastalıklara, kadın
hastalıklarına, üst solunum yollarının kateral rahatsızlıklarına iyi gelmektedir. Pamukçu
kaplıcalarında 60 odalı bir tesis bulunmakta ve Pamukçu Belediye Başkanlığı tarafından
işletilmektedir.
BALPAŞ TERMAL TESİSLERİ: Balıkesir'e 10 km uzaklıkta, İzmir karayoluna 500 m
uzaklıktadır. İnşaatı devam etmekte olan tesis, 3 yıldızlı Turizm Yatırımı Belgesi' ne sahip
olup 193 yatak kapasitelidir. İnşaatı tamamlandığında otelin banyolarında termal su ve
özel havalandırma sistemi, Kür merkezinde ise özel banyoları, fizik tedavi birimleri, sualtı
masajları, Türk hamamı, jimnastik salonu, çamur kürü, doktor ve hemşire odaları ile
laboratuvarları bulunacaktır. Su, Pamukçu Kaplıca suyu özelliklerini taşıdığından aynı
hastalıkların tedavisinde kullanılabilecektir. GÖNEN KAPLICALARI: Gönen ilçesindeki kaplıcanın çok eski bir tarihi vardır. Kaplıca Mısırlılar, Romalılar ve Bizanslılar zamanında işletilmiştir. Yörede yapılan kazılarda çıkarılan termalizmle ilgili tarihi eserler Gönen Acık Hava Müzesi'nde bulunmaktadır. Doğa kaplıca sularına 275 metre derinlikte kaptaj yapmış, atmosfer sularından ayırmıştır. Bu nedenle kaplıca suyu dünyada çok az rastlanır bir biçimde saf, temiz ve özelliklerini yitirmeden kalmıştır. Suyun sıcaklığı 73°C olup, hem banyo hem de İçilmek suretiyle yararlanılmaktadır. Su buharının solunması müzmin üst ve alt solunum yolları iltihaplarının, mineralli suyun içilmesi, mide ve 12 parmak ülseri, hazımsızlık, safra kesesi tembelliği, kalın bağırsak spazmlarının; banyo uygulamaları her çeşit romatizma, kireçlenme, ruhsal sıkıntılara bağlı ağrı ve huzursuzlukların, kadın hastalıklarının tedavisinde, karın ameliyatları veya ortopedik ameliyat sonrası nekahat dönemlerinde yararlı olmakladır. GÖNEN DAĞ ILICASI (EKŞİDERE GENÇLİK İÇMESİ) : Ekşidere Gençlik
İçmesi Gönen ilçesine 13 km uzaklıktaki dağ ılıcasının 100 m İlerisindedir.
Gençlik suyu sülfat klorürlü,sodyum kalsiyum ve oligometeliktir.Suyun içinde
en fazla radyoaktif olması gençlik suyu denmesine sebep olmuştur.Ilıcada
banyo yapılmakla beraber içme suyu olarak da kullanılmaktadır.Dağ ılıcası 220
yatak kapasitelidir.EDREMİT-GÜRE KAPLICASI: Edremit ilçesine bağlı Güre
Beldesi sınırları İçierisindedir.Kaplıca mahallinin denizden yüksekliği 3 m olup
denizden uzaklığı 300 m civarındadır.Edremit'e 1 2 km.Akçay'a ise 3 km
uzaklıktaki kaplıca sağlık ve dinlenme yeridir.Kaplıcanın orijinal bölümlerinde
ilkçağ Roma hamamı özelliklerini taşıdığı görülmektedir.Suyun sıcaklığı 64 °C
olup,romatizma,kadın hastalıkları,cilt hastalıkları,guatr,kireçlenme,sedef,
böbrek taşı ve kumları ile karaciğer hastalıklarına iyi gelmektedir.Afrodit
Termal Tesisleri 85 yatak kapasiteli olup kara ve hava yolu ile ulaşım
sağlanmaktadır. EDREMİT- DERMAN KAPLICASI: Edremit ilçesine 3.5 km uzaklıkta olan kaplıca tesisinde 21 adet küvetli odada banyo imkanı mevcuttur. Kaplıca suyu çeşitli kadın hastalıklarına, romatizmaya ve içilmek suretiyle böbrek taşı rahatsızlıklarına iyi gelmekledir. BALYA-ILICA KAPLICASI : Balıkesir Bandırma yolunun 13. km' sinden Şamlı'ya ayrılan yola 22 km uzaklıktadır.Yörede bulunan Turizm Bakanlığından Turizm İşletme Belgeli Turistik Şifa Otel 120 yatak kapasiteli olup kaplıca suyu romatizma, siyatik, kireçlenme ve bazı cilt hastalıklarına iyi gelmektedir. BİGADİÇ- HİSARKÖY KAPLICASI : Hisarköy Termal Tesisleri Bigadiç ilçesinin 18 km doğusunda yemyeşil bir doğa içinde bulunmakla olup 48 yatak kapasitelidir. Kaynak sularının sıcaklığı 50-95 °C arasında değişiklik göstermektedir. Kaplıca suyu romatizma, kireçlenme, siyatik, egzama, kadın hastalıkları ve böbrek hastalıkları başta olmak üzere bir çok rahatsızlıklar üzerinde olumlu etkiler yaratmaktadır. SINDIRGI- HİSARALAN KAPLICASI : Kaplıca Sındırgı İlçesine 20 km., Sındırgı
Simav asfaltına 500 m uzaklıktadır. Su sodyumbikarbonatlı maden suyudur.
Kaynaktan 104 °C ile çıkmaktadır, Romatizma, nevroloji, nevrit ve kadın
hastalıklarına İyi gelmektedir. Hisaralan kaplıcası ile çevresindeki pansiyonlarda
konaklama imkanı bulunmaktadır. SINDIRGI-EMENDERE KAPLICASI: Sındırgı
ilçesine 8 km uzaklıktaki Ilıca Köyü'ndedir. Suyun sıcaklığı 36°C'dir. 91.6 eman
radyoaktivite tespit edilmiştir. Gut hastalarına , böbrek taşlarına, cilt ve mide
hastalıklarına İyi gelmektedir. Kaplıcada banyo imkanı mevcuttur.
SUSURLUK-ACI MADENSUYU: Susurluk ilçesine 1ü km mesafede Dereköy
hudutları içindedir. Su, 18 °C sıcaklığında olup içilmek suretiyle mide, bağırsak
hastalıklarına ve hazımsızlığa iyi gelmektedir.Balıkesirde ulaşım... HAVAYOLU ULAŞIMI 28 Haziran 1997 tarihinde hizmete açılan Körfez
Havaalanı 725 000 metrekare yüzölçümüne sahiptir. Mevcut pisti 2 080 m x 30
m boyutundandır. 1997 yılının ikinci 6 aylık döneminde meydana 630 iniş-kalkış
gerçekleştirmiştir. 2 160 kişi havaalanından faydalanmıştır. 1 Ocak 1998 - 1
Kasım 1998 tarihleri arasında uçak trafiği 2 004 yolcu trafiği 11 004 kişidir. ALTYAPI HİZMETLERİ ilimizde elektriksiz ve telefonu olmayan köy bulunmamaktadır. ilimiz sınırları içinde Devlet Yolu uzunluğu 639 km, İl yolu uzunluğu 586 km.dir. Toplam köy yolu ağı 5 636 kilometredir. Halihazırda 413 köy, 15 mahalle olmak üzere 428 üniteye toplam 1 809 km asfalt yol ile, 389 köy, 183 mahalle olmak üzere 572 üniteye 2 702 km stablize yol ile, 22 mahalle olmak üzere 409 km tesviye yol, 3 üniteye 716 km hamyol ile ulaşım sağlanmaktadır. . 856 köy, 154 mahalle olmak üzere 1 010 ünitenin içme suyu yeterli 18 köy,
21 mahalle olmak üzere 39 ünitenin içme suyu yetersizdir. 53 mahalle
susuzdur. 66 köy, 12 mahalle hizmet dışıdır. 782 köy, 58 mahalle olmak üzere
840 ünite şebekeli sistemdir. Köylerimize kanalizasyon yapımına önem
verilmektedir. Kanalizasyonu olan köy sayısı 320'dir. 261 ünitede kanalizasyon
yapımı devam etmekte, 127 ünite ise etüd proje aşamasındadır